Müzik

Duygulu bir albüm : Xecê – Ez û Tû…

Xecê’yi ilk olarak 2008’deki ilk albümü ‘Dem’ ile tanımıştık. Sonrasında Burhan İşiyok’un ‘Düşlerin Adası’ albümü ve çeşitli albümlerde de dinlediğimiz Xecê, şimdi de Ses Media etiketiyle yeni bir albümü önce dijital platformlarda, sonrasında CD formatında dinleyicilerle buluşturdu: ‘Ez û Tû’…

Albümde 10 eser yer alıyor. Albümün aranjör ve yönetmenliği Abdullah Karakaş’a (Heci K. Azad) ait.

İlk eser anonim bir türkü ‘Gulê Oy Oy’ curasıyla Abdullah Karakaş, tulumuyla Emre Pehlivanlar ve perküsyonuyla Azat Yılmaz’ın uyumlu bir birliktelik yakaladığı eser güncel bir anlayışla başarılı bir şekilde ele alınmış. Ardından 15. yüzyılda yaşamış Kürt alim ve mutasavvıfı Melayê Cizîrî’nin sözlerine bir Xecê bestesi ‘Şox û Şengê’ eser Erkan Yoldaş’ın kemanı ve Serhat Pamukçu’nun çellosunun ön plana çıktığı, Karakaş’ın bağlamasının da altyapıyı tamamladığı duygulu bir çalışma olarak albümde öne çıkıyor.

Sırada anonim bir eser var; Botanbölgesinden Seyda Goyan’ın derlediği ‘Der Kaniyokê’ Karakaş’ın bağlamasının yanında klavye ve Muslih Uçar’ın balabanının ön plana çıktığı eserde Yılmaz’ın perküsyonu ve Aytekin KarakaşAhmet Karakaş ve Beritan Kalkan’ın vokalleri de eseri tamamlıyor. Ardından albüme ismini veren Kadir Çelik eseri ‘Ez û Tû’ Emrah Doğrul’un bası ve Özgür Umutüçer’in akustik gitarıyla başlıyor, Aytekin Karakaş’ın yer aldığı şiir bölümünde Yoldaş’ın kemanı ve Muslih Uçar’ın klarneti ön plana çıkıyor. Uçar, balabanıyla da esere ayrı bir renk katıyor. Orta kısımda Abdullah Karakaş’ın ud solosu başarılı. Bükülmez’in piyanosu da ara ara bu duygulu havayı destekliyor.

Beşinci eser 2000 yılında aramızdan ayrılan Alan Botan’ın bir eseri ‘Can Cananim Şêrîne’ Pamukçu’nun çellosu ve Karakaş’ın cura ve bağlamasının uyumuyla başlıyor ve M. Derya Deniz de yan flütüyle güzel bir renk katıyor. Umutüçer’in gitarları da altyapıyı tamamlıyor. Ritmik yapısıyla akılda kalıcı bir eser. Sıradaki eser Vartolu besteci Rotinda’nın bir çalışması ‘Avî’, Uçar’ın balaban solosu ile başlıyor, ardında kavalın ve perküsyonun yanında Umutüçer’in gitarı da ekleniyor. Orta kısımda Karakaş’ın kopuzu da ekleniyor. Duygulu yapısıyla albümde ön plana çıkan bir eser.

Yedinci eser, Mahir Bakıray’ın bir çalışması olan ‘Dem û Dewran’ Uçar’ın balaban ve Hakan Bükülmez’in klavye soloları ile başlayıp, ardından Karakaş’ın bağlaması ve Uçar’ın kavalı ile devam eden bir başka duygulu eser.

Ardından, pek çok sanatçıdan dinlediğimiz bir Temo eseri; ‘Hoy Narê‘ Umutüçer’in elektrosu, Yılmaz’ın davulu ve Yoldaş’ın kemanının başarılı uyumuyla başlayan ve Karakaş’ın curasıyla renklenen hızlı temposuyla ve güncel anlayışla ele alınan albümün öne çıkan eserlerinden biri.

Dokuzuncu eser bir Jaafar Mulla Ali eseri ’Keyfa Min Ji Tere Tê’ Karakaş’ın kopuzuyla açılan ve ardından Umutüçer’in akustik gitarıyla orta kısımda Karakaş’ın udu ve Uçar’ın balabanı duyguyu ayrı bir boyut katıyor. Son eser Engin Kaya’nın (Serhat Adar) bir eseri ’Min Hezkir’ Yoldaş’ın kemanı ve Bükülmez’in piyanosunun ön planda olduğu akustik bir çalışma.

Başlıkta da belirttiğim gibi duygulu bir albüm, yer yer hüzün, yer yer coşkunun hakim olduğu, Xecê’nin kendine özgü başarılı vokalinin, Karakaş’ın eserlere yeni dokunuşlar katan düzenlemeleriyle ele alındığı, yılın kendi alanında başarılı çalışmalardan biri.