Rabia Ünal… Türkiye’deki İşletme eğitiminin ardından Viyana Üniversitesi Sosyoloji bölümünde eğitimine devam eden Ünal, Viyana’da medya sektöründe çalışmaya ve “Sahne” dergisini yayınlamaya devam ederken, içindeki müzik tutkusunu da ihmal etmeden çalışarak ilk EP çalışması “Kandır”ı ByBurak Production etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Ünal ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Kandır’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda Viyana’da medya sektöründe çalışmak ve dergi yayınlamak size sanatsal anlamda neler kattı?
-Kandır şarkısını yayınlamaya kadar olan yolculuğumda müzik sadece hobi olarak hayatımın yarısında duruyordu. Ama hep vardı. Enstrümanlara ve özellikle de piyanoya aşırı ilgim vardı. Piyano dersleri aldım. Bir ara keman çalmak içinde ders aldım. Müzik yapan birçok arkadaşım vardı. Sıklıkla farklı farklı müzik gruplarının aktivitelerine iştirak ettim. Bu şekilde sadece zevk ve hobi olarak bu zamana kadar hayatımın içinde müzik bana eşlik etti. Böyle bir yolculuğa çıkmayı planlamış olsaydım sanırım çok daha fazla ve farklı şeyler yapardım. Tabi ki hiçbir şey için geç değil. Bunları söylüyorum çünkü imkanı olan veya yaratan herkes bu ve benzeri yolculuklara çıkıyor ülkemizde ve ben bunu doğru bulmuyorum. Özetle müzik yolculuğum başlayana kadar kimseyi “Kandır”madan kendi yoluma devam ediyordum! (gülüyor) Viyana’da medya sektöründe çalışmaktan ziyade bu özel şehirde olmak bir çok şey katıyor insana. Bir şeyler almak isterse insan her yerden ve herkesten kendine katacak bir şeyler bulur. Gerek işim, gerekse şehir çok şey kattı bana da. İşim gereği birçok sanatçıyı şahsen tanıma fırsatım oldu. Sahnede gördüğümüz kişi olarak değil, bireysel olarak. Adlarına sevindiğim, tanımaktan onur duyduklarım kadar tanıyınca hayal kırıklığı yaşadıklarım da oldu. Sadece müzik dünyasından değil, ressam, fotoğrafçı, heykeltraş, modacı vs. birçok farklı sanat dalında kişiler tanıdım. Hikayelerini, yolculuklarını dinledim. Azimlerine, isteklerine, hislerine, çabalarına ve nasıl yılmadan ürettiklerine tanık oldum. Hepsi eşsiz tecrübelerdi. Tüm bunların dışında, birçok kapı da açıldı sektörden dolayı. Özgür biriyim fakat işim sayesinde de daha çok soru sorabilme, araştırma, yorumlama ve proje üretme gibi aşamalara hakim olma yeteneğim arttı. Dışardan bakınca kendimi nereye hem iş hem de insan olarak taşıdığımı artık daha net görebiliyorum.
Bir EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda “Kandır” EP’sinin süreci nasıl gelişti? Eserlerin sahibi, prodüktörü ve düzenlemesini üstlenen Burak Öksüzoğlu / BY Burak Production ile yollarınız nasıl kesişti?
-Müzikle yakından ilgilenen fakat bunu toplumla paylaşmayı düşünmeyen biriydim. Dört duvar arasında ya da yakın çevremde eş dost toplantılarında kendi kendime icra ederdim. Bunu bilen beni tanıyan, yakın çevrem yıllarca neden bu alanda bir şeyler yapmam konusunda hep teşvik etmeye çalıştılar. Aslında benim de içimde yok değildi. Müziği çok seviyorum, inanılmaz heyecanlandırıyor. Sonunda bir gün istedim, karar verdim ve kolları sıvayıp, hazırladığım yol haritası üzerinden çalışmalara başladım. Kandır’ın söz yazarı, bestecisi ve aranjörü Burak Öksüzoğlu’nun ailesini tanıyordum fakat biz kişisel olarak tanışmıyorduk. Ben de müzik konusunda bir şeyler yapmak istediğim için ilk olarak kapısını çaldığım kişi oldu. Önce şarkıyı bulmam gerekiyordu sonrasında prodüktörlüğünü kendim üstendiğim için diğer konulara yönelecektim. Şarkıya inandıktan sonra da diğer işler için çalışmalara devam ettim.
Kandır EP’si ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Güzel geri dönüşler aldım. Beni tanıyanlar ve bilenler ne olduğumu, neler yapabileceğimi bildikleri için daha iyisini bekliyorlar. Zamanla bu yolda yürümeye devam ettikçe çok daha farklı işlerle karşılarına çıkacağım. Ama bilmeyenlerden güzel tepkiler almak iyi geldi. Ne kadar paylaşabilirsem o kadar güzel benim için hayat. Bir gün daha çok kitleye ulaşmış olup, hep bir ağızdan şarkılarımı söylemeyi çok arzu ediyorum. Bu yoldaki ilk adımım kandır. Bu sebeple benim için önemliydi. Tepkileri ve geri dönüşleri dikkatle takip ediyorum.
Ayrıca Viyana’da pek çok sanatsal alanda çalışmaya, dersler almaya devam ediyorsunuz. Kendi bakış açınızla Viyana’daki sanat ortamını nasıl tanımlarsınız?
Viyana daki sanat ortamı gerçek bir sanat ortamı. Sanata ve sanatçıya saygı sonsuz ve olması gerektiği gibi. Önüne gelen sanatçı olamıyor fakat sanatçı olmak isteyene de önüne gelen her kapı açılıyor, böyle bir fark var. Üretime ve sanatçıya inanılmaz saygı duyuyorlar. Zaten Viyana herkesin bildiği gibi bir sanat şehri. Klasik müzik, opera, resim, dans, bale vs. hepsi çok ayrı ayrı güzel. Günümüz popüler ticari dünyanın kalıplarının dışında kendi geleneksel sanatsal kavramlarını koruyarak üretmeye devam ediyorlar.
Kandır’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette var, henüz hiç bir şey yapmış sayılmam. Bu bir başlangıç ve tecrübe oldu benim için. Daha çok kendim olduğum, daha çok beni ifade eden yeni çalışmalarım olacak. Bunun için de hazırlıklar devam ediyor.
Rabia Ünal’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kandır”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle