Röportajlar

İlk teklisi “Dört Nala”yı dinleyicilerle buluşturan Gözde Şerbetçi ile bir röportaj…

Gözde Şerbetçi… Hem başarılı bir televizyoncu, hem başarılı bir dansçı olmasının yanı sıra, seslendirdiği ve bestelediği jingle çalışmalarını belli bir zaman sonra kendi şirketi Mis Yapım olarak seslendirirken bu sefer kendi eseri bir şarkı “Dört Nala”yı Garaj Müzik etiketiyle ilk teklisi olarak dinleyicilerle buluşturarak müzik endüstrisinde “sahne önüne” geçerek yine başarısını kanıtladı. Şerbetçi ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Dört Nala’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda Mis Yapım’ı kurmanız nasıl gelişti?

-Müziğe, televizyoncu iken TV programlarının müziklerini yaparak başladım. İlk isim 2013 senesinde Çay Molası belgeseli idi. İşler devam ederken çalıştığım yapım şirketinde yöneticiydim, markalara reklam filmi yaparken bir de jingle yapmayı teklif ediyordum ve hikaye böyle devam etti. 2016’da Kanada merkezli yapım şirketinden ayrılıp yazıp bestelediğim bir Anneler Günü şarkısı ile benimle hiç çalışmamış ama beni tanıyan bir markanın kapısını çaldım. Onlara “Ben işten ayrıldım artık yolum müzik, böyle de bir şarkı yaptım. Beni oyalamayın, satın alın ve ilk isimde sizinle başlayalım!” dedim. Markanın genel müdürü benim bu deli dolu halimden ve kendime olan inancımdan dolayı çok etkilendi ve şarkımı benden satın aldılar. 2017’de tek başıma ilk jingle’ımı sattım ve kendi şirketim Mis Yapım’ı kurdum. O zamandan bu yana birçok markanın reklam müziklerini yazdım, besteledim ve okudum. TV’de markaların sesi oldum. İşime bayılıyorum.

Müziğin yanı sıra dans ile ilgilendiniz. Dans yolculuğunuz nasıl başladı, Benimle Dans Eder Misin? programına katılmanız nasıl gelişti? Bu bağlamda dans alanında edindiğiniz tecrübeleri nasıl özetlersiniz?

-Kendimi bildim bileli dans ediyorum. Bu hayatımın parçası. Annem der ki “Sezen Aksu’nun Şinanay şarkısında henüz 7 aylıkken uykundan uyanıp sallanmaya dans etmeye başlardın!” Şimdi düşünüyorum kesin yapmışımdır.  7 yaşında folklorla başladım, 11 sene yarışmalar gösteriler hep hayatımdaydı. Sonra Latin eğitimi geldi. Ardından Hip-hop’a başladım. Yonca Evcimik’in okulundaydım. “Benimle Dans Eder misin?”de aslında oradayken oldu. Ben yarışmacı olarak katılmadım, 17 yaşımdayken koca bir kız ekibi yarışmaya çıkıp şov yaptık. O zamanı düşününce rahmetli Huysuz Virjin ile ilk kez tanıştığım an gelir aklıma. Mikrofonu verip soru sorduğunda bacaklarım titriyordu. İş hayatı araya girince dansa ara verdim, sonra 2016-2017 de döndüm ve Tolgahan Dans’ta dans etmeye başladım. Lisanslı, eğitimli bir dansçıyım. Bunu meslek olarak yapmasam da sahne şovları için aslında hep hazırlandım. Aynı sene ekibimle serbest stilde Türküye şampiyonu olduk.

Bununla birlikte çeşitli alanlardaki televizyon projelerinde yer aldınız. Bu bağlamda edindiğiniz tecrübeler size sanatsal anlamda neler kattı?

-Evet, birçok TV kanalı ile farklı projelerde yer aldım. Vizyon, görüş, ekip çalışması, reyting, uzun çalışma saatlerine dayanıklılık, bir sürü şey kattı. Editörlük yaptığımda en son 2016 senesinde tv8’de moda programındaydık. Sevgili Cengiz Abazoğlu ile birebir çalışırdık. İnsan tanımak, dost kazanmak ve sürekli yarın yetiştirilmesi gereken bir iş sizi hep zirvede tutup canlı kılıyor!

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Dört Nala‘nın oluşumu nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Kayrahan Akyazgan ile yollarınız nasıl kesişti?

-Zaten sürekli şarkı yazdığım için bu bir gün olacaktı. Doğru zamana inanırım ben. Herkesin bir zamanı var. Aslında 2 sene önce biten bir şarkı “Dört Nala” ancak dünyamızı kasıp kavuran pandemi beklememize neden oldu. Kayrahan ile Instagram üzerinden tanıştık biliyor musunuz? Ben şarkı yapmayı düşünüyordum, o da beni Instagram’dan görmüş, yazdı bana ve ben de cevap verdim, buluştuk. Tanıdık biraz birbirimizi, sonra şarkılarımdan bahsettim. Dört Nala’ya yükseldik, birbirimize de inandık ve hikaye böyle başladı. Kayrahan çok genç, istekli ve yetenekli. Yani müzik yapmak için olması gerekenlere de sahip. Önce gerçekten istemeniz lazım.

Garaj Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Garaj Müzik ile yollarım sevgili Tuna Kiremitçi sayesinde kesişti. Beni dinledi ve Garaj Müzik’e yönlendirdi. Tarzı yapısal olarak farklı olsa da onlar da bana inandı ve yola beraber başladık. Benim için en büyük şey inanç. Bana inanması, şarkılarıma inanması, yapacaklarımı anlattığımda hayalime ortak olabilmesi. Bu işimde de ilişkilerimde de böyle.

Dört Nala ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Şu an muhteşem gidiyoruz. İlk kez dinleyiciye merhaba diyorsunuz. Arka tarafı bilmiyorlar tabi insanlar. Sosyal medyada insan harcıyorlar resmen. Ön yargılar çok fazla. Ben cesur bir klip çektim. Aslında eğlenceli ve cesur. Klipte bir gerçek ben varım bir de içinde bulunduğumuz sanal dünya içerikleri var. Herkes tam böyle yaşıyor ve böyle yapıyor. Umarım mesajlarım anlaşılabilir. Hatta TikTok’ta beni TikToker sanmışlar. Hayır arkadaşlar! Ben müzisyenim, TikTok’a henüz geldim. İzlediğiniz reklamların sesiyim ben! Çok güzel dönüşler alıyorum hiç beklemediğim ülkelerden bile, bol bol Instagram hikayesi ve tebrik mesajları geliyor. YouTube ve Spotify gerçekten dünyanın her yerinde dinlenmenizi ve izlenmenizi sağlıyor.

Ferhat Kılıç yönetimindeki klibinizin oluşum süreci nasıl gelişti? Klibinizi kim yönetti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Klibi Ferhat Kılıç yönetti. Fikir, konsept bana ait. Ben karakterlere bürünmeyi çok seviyorum. Klipte birçok yere değindik. Günümüz böyle. Ekranı bile platform yaptık. İnsanlar ellerinde telefonla sürekli içerik izliyorlar. Her şarkımı proje olarak görüyorum, fikri olmalı kliplerin. Biz bu işi stüdyoya girip full makyaj full ışık, kostüm de çekebilirdik. Seksi hallenen bir kadın mesela! Ama ben bunu istemiyorum. Klipte de seksi bir kadın görebilirsiniz fakat her birini iyi okumak lazım. Ben yaptığım işten ve sonuçtan çok memnunum. Mesajları alan alır, almayan eleştirir. Sorun yok. Yol daha yeni başlıyor. Çelik gibi sağlamım. İnsanların neler yazacaklarını bile hesapladım. İkinci şarkıda daha fazlası olacağından emin olabilirsiniz.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Bu en zor soru. Bu bir yolculuk. Şu anki ben eğlenceli, dans edebileceğim şekilde yapıyorum müziğimi. Eğlendiğim şeyleri yapıyorum. Tanımlamak zor. Çünkü beste yaptığım için çok farklı şeyler çıkıyor. Ocak ayında mesela elektronik dans şarkısı çıkarmayı planlıyorum. O da benim müziğim. Bence zamanla insanlar dinledikçe, samimi, eğlenceli ve tutkulu bir müziğin içinde olduklarını keşfedecekler.

Dört Nala’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Var tabii ki! Çok arzuluyum. Bir yandan yeni bir çizgi film müziğim çıkıyor TRT Çocuk’ta, bir yandan yeni reklam müzikleri, ve ikinci şarkıya başladım bile! Yine dans edebileceğim, RnB soundlarını kullandığım, günümüzün dil kullanımdan kelimelerle süslediğim bir şarkı var. Önceliğim o. Bir de bir kadın şarkıcı ile düet yapmak istiyorum. Yine yazdığım bir şarkı var, çok ateşli, seksi ve sürükleyici. İrem Derici’yi son zamanlarda çok beğeniyorum. İrem’in dans etmeye başlaması, buna emek harcaması beni etkiledi. Onunla bir düet yapmak isterim.

Gözde Şerbetçi’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Dört Nala”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.