Röportajlar

İlk teklisi “Sandık”ı dinleyicilerle buluşturan Ebru Ünal ile bir röportaj…

Ebru Ünal… İçindeki müzik tutkusuyla kendi şarkılarını yazmaya başlayan ve yaşadığı Almanya’da sahne performanslarıyla da bilinen Ünal, kendi eseri ilk teklisi “Sandık”ı geçtiğimiz haftalarda Dinç Müzik Yapım etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Ünal ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Sandık’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Almanya’da doğdum büyüdüm. 15 yaşında profesyonel olarak sahne almaya başladım. 20 yaşında kız kardeşimle ilk ortak bestemizi yazdık. Sonrasında o da ben de hem ortak hem bireysel bestelerimizi yazmaya devam ettik. 21 yaşında anne oldum ve müziğe biraz ara vermek durumunda kaldım. Bu süreçte ara sıra sahnelerim oldu ve birkaç ünlü isme besteler verdik. 26 yaşında “Sandık” isimli çalışmayı proje haline getirmeye karar verdik ve serüvenimiz burada başladı.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Sandık’ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Serdar Erken ile yollarınız nasıl kesişti?

-Aslında “Sandık”ın ortaya çıkma mimarı iyi bir dost, ağabey olan Selahattin Alkan’dır. Beni bu yola çıkma konusunda ilk olarak o yüreklendirdi, hatta ikna etti diyebilirim. Bu yoldaki ağabeyliği ve desteğinden ötürü kendisine minnettarım. Serdar Erken ile ise yollarımız Selahattin Alkan vesilesiyle kesişti. Tanıştık, anlaştık ve “Sandık”ın oluşumuna beraber karar verdik. Eser çalışmaları İstanbul Stüdyo Erken’de gerçekleştirildi. Klip çekimi ise Makedonya’da 2 günlük bir sürede gayet profesyonel bir ekiple keyifli ve çok güzel bir çekim gerçekleştirdik. Buradan hepsine sevgiler ve selamlar.

Dinç Müzik Yapım ile yollarınız nasıl kesişti?

-Dinç Müzik ile yollarımız benim manevi ağabeyim olan Tuncay Dilekçi sayesinde kesişti. Birkaç yıldır tanış olduğu ve birbirinden güzel projelere imza atan Polat Şenol bey ile beni tanıştırdı. İyi ki tanıştırmış çünkü Dinç Müzik “Sandık”a tekrar hayat verdi. Sonsuz teşekkürler.

Sandık ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? 

-“Sandık” genel olarak enerjisi çok güzel bir proje ve pozitif dönüşler almaya devam ediyor. Eserin bana ait olması daha çok ilgi çekiyor ve çok mutlulukla söyleyebilirim ki şu ana kadar hiç negatif bir eleştiri almadık.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Güzel bir soru, aslında bunun üzerine hiç düşünmedim. Ama hem düşünüp hem cevaplandırmaya çalışayım. Dışardan çok neşeli görünsem de, içimde çok melankolik bir yanım saklı. Sanırım bu durum şarkılarıma da yansıyor. Çok nadir hızlı şarkılar yazabiliyorum. Genelde duygusal eserler çıkıyor kalemimden. Bana göre benim hitap ettiğim bir yaş aralığı yok. Mesela herkes benim şarkılarımda kendinden bir şeyler bulabiliyor. Öyle bir iki cümlelik besteler yazamıyorum. Hep bir hikaye anlatır yazıp söylediklerim. Ama çok insanın kalbine dokunabileceğine inanıyorum. Hedefimde bu aslında. Duygulara tercüman olabilmek benim sevdiğim şarkıları onlarla paylaşmak. Hani yeni yeni aldığın kıyafeti ilk en sevdiğine gösterirsin ya onun gibi bir duygu.

Sandık’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Olmaz mı? Daha yeni başlıyoruz. “Sandık” eseriyle bir sandık koyduk ortaya, açtık kapılarını. Bundan sonrasında o sandığı layığı ile birbirinden güzel hazineler ile doldurmak ümidimizdir. Yeni projemiz şu an çalışma aşamasında. İnşallah sizi çok bekletmeyeceğiz. Yeter ki dinleyicilerimiz bizi sevgisinden, desteğinden mahrum bırakmasın.

Ebru Ünal’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sandık”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.