Geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve dikkat çeken teklilerden biri de, Furkan Başıaçık’ın DMC etiketiyle dinleyicilerle buluşturduğu kendi eseri olan ilk teklisi “Yalnızsın” oldu. SoundCloud ve YouTube’da da çalışmalarını paylaşan Başıaçık ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Yalnızsın’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Ben çocuk yaşta ailemin keşfi üzerine çok erken başladım aslında müzik yolculuğuma. Okulda müzik dinletilerinde ve çeşitli yıl sonu etkinliklerinde şarkılar söyledim. Lise ve üniversite yıllarında kurucusu olduğum müzik gruplarıyla birçok kez sahne aldım ve 2009’dan bu yana kendi şarkılarımı yazıyorum. Çocukluğumdan bugüne kendimi hep sahnelerde ve müzik stüdyolarında hayal ettim, çekmek istediğim klipleri düşündüm hep. “Bir gün gelecek ve olacak.” dedim hep ve ne zaman zora düşsem bunu hatırladım yine. Çünkü siz kendinize inanmazsanız, kimse size inanmaz. Müzik yolculuğum bir çok yol ayrımından geçti, bunları ayrı ayrı sıralamak ve anlatmak zaman alacaktır muhakkak. Ama en önemli yol ayrımı ilk yaptığım şarkıydı ve ben sonrasında yazmadan duramadım.
Profesyonel bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Yalnızsın’ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi birlikte yaptığınız Can Ayanoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?
-Ben şarkılarımı akustik gitarımla yazıyorum ve çevremdeki farklı müzik zevklerine sahip arkadaşlarıma hiçbir şey belirtmeden gönderiyorum. Bu noktada aldığım geri dönüşlerin hemen hepsinin olumlu olması beni yanıltmıyor tabi ki. Bekliyorum, aradan zaman geçiyor ve o gönderdiğim arkadaşlarım bir süre sonra yine mesaj atıyorlar bana dinlediklerine dair ya da karşılaştığımızda istemsizce şarkıları mırıldanıyorlar. Benim için iyi şarkı olmanın gereği budur. Ben bu geri dönüşü ilk aldığım günden bugüne şarkılarımı yapımcılara, prodüktörlere ulaştırmaya çalıştım. Ulaştıklarım oldu ve istisnasız hepsinden çok olumlu geri dönüşler hatta iş birliği teklifleri aldım fakat bunları bir türlü somut bir eyleme dönüştüremedik. Ama bir gün geldi ve ağabeyim bana dedi ki “Bizim şirkette, çalıştığım departmanda Can var. Elektronik müzik yapıyormuş!”. dedim “Hemen tanışalım!” ve çok fazla zaman geçmeden Can’la irtibata geçtim. Can bana enstrümantal yaptığı işleri dinletti ve ilk izlenimim doğrusunu söylemek gerekirse kafalarımızın birbirine uzak olduğuydu fakat ben de ve eminim Can da bunun bir avantaja dönüştürülebileceği konusunda ciddi ciddi düşündük. İlk denemelerimizde istediğimiz gibi tutmadı kimyalarımız fakat iş Yalnızsın’a geldiğinde çok iyi hatırlıyorum Can’ın evinde bir kez çaldım gitarla şarkıyı ve Can “Bunu yapalım!” dedi, ve gece gündüz çalıştı, akustik bir besteyi bambaşka bir noktaya taşıdı. Can’la ilgili eklemek istediğim, bu kadar akıllı ve bu kadar üretken olup da yine bu kadar mütevazı kalabilen tanıdığım enden insanlardan. Ve tüm bunların dışında da çok yakın dostum kendisi. Yol arkadaşım diyorum ben ona, umarım yolumuz da yoldaşlığımız da ömür boyu devam eder.
DMC ile yollarınız nasıl kesişti?
-Ben aslında bir önceki soruda demiştim ya hani yapımcılara ulaşmaya çalıştım falan. Bir süre sonra bu yöntemden vazgeçtim ve daha fazla üretmek ve bunları kendi imkanlarımla bağımsız şekilde paylaşmak için köşeme çekilmiştim, hazırlanıyordum. İşte bazen bir şeyleri kovalarsınız ama kovaladığınız şey siz ne kadar hızlı koşarsanız koşun aynı mesafede sabit duruyordur. Ve yine bazen ona ulaşmak için ondan vazgeçmelisiniz. İşte bu noktada benim DMC hikayem başlıyor. Yakın bir arkadaşımın kuzeninin DJ’lik yaptığı bir otelde Samsun Demir’le karşılaşması ve ona “Yalnızsın”ı dinletmesiyle kesişti bizim yollarımız DMC ile. Hemen ardından olaylar çok hızlı gelişti. 3 gün sonra kendimi İstanbul’da buldum ve Samsun Demir’in bana olan inancını gördükten hemen sonra DMC ile çok vakit kaybetmeden sözleşme imzaladım, ve iş bugün buraya kadar geldi. Kendisine bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Bu işin buraya gelmesindeki en büyük etken onun inancı ve öngörüsüdür.
Yalnızsın ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yalnızsın henüz bir tohum. Attık toprağa filizlensin diye. Fidan olsun, ağaç olsun, meyve versin diye… Ben ismi duyulmamış, daha önce profesyonel bir çalışma yapmamış bir müzisyenim ve dolayısıyla bu noktada gerçekçi düşünmenin doğru olduğu kanaatindeyim. Bu soruya hemen herkes olumlu geri dönüşler aldığını söyler ki ben de farklı şeyler söyleyemeyeceğim çünkü evet güzel dönüşler aldım. Bir çok insan paylaştı, destek verdi ve bana “Yalnız değilsin!” dedi. Hiç ihtimal vermediğim, gördüğümde şaşırdığım ünlü isimler paylaştı şarkımı sosyal medya hesaplarında ve bunların bir kısmı benim de örnek aldığım isimlerdi. Yine başarılı isimlerden ortak proje teklifleri aldım ve bunların bir kısmıyla ciddi temas halindeyiz. İlerleyen günlerde bu noktada bir duyuru yapabilirim. Ama yine söylüyorum, “Yalnızsın” henüz bir tohum, fidanken yapılacak ilacı tohumken yapmak ve bundan fayda beklemek ne kadar tutarsızsa, henüz tohumken meyve vermesini beklemek de o kadar gerçek dışı bir bekleyiş olur; ve inanarak söylüyorum fidan olacak, ağaç olacak, orman olacak… Elbet…
Yalnızsın’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Tabi ki var. Aslında “Yalnızsın” yayınlanmadan bir ay öncesi kadar zaman önce biz Can ile ikinci şarkının altyapılarını ve fikirlerini düşünmeye, çalışmaya başladık. Yine sözü ve müziği bana ait olan, takipçilerimin de iyi bildiği bir şarkıya hazırlanıyoruz şu an fakat netleşmiş bir şey henüz yok. Takdir edersiniz ki pandemi süreci, kısıtlamalar vs. özellikle müzik dünyasında ve bununla ilişkili tüm sektörlerde ağır hasar bıraktı. Dolayısıyla üretim, yayın süreçleri planlandığı gibi gitmedi, gitmiyor. Ne zaman olur tahmin edememekle birlikte çok da zaman geçmeden yine iddialı bir beste ile karşınızda olacağım. Yine planlardan ve günün gelişmelerinden bağımsız uzun yıllar boyunca üretmeye ve bunları paylaşmaya devam edeceğim.
Furkan Başıaçık’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yalnızsın”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle