Müzik

Mercan, ilk albümüyle yürekten gönüllere varan özel bir yolculuğu simgeliyor : Umut Mercan – Didar…

Çocuk yaşta bağlama ile tanışıp Muhabbet albümünü dinleyip üstadların tınısına çalışarak başlayan bir yolculuğun kahramanı Umut Mercan… Zamanla Hasret Gültekin hayranlığıyla da kendisini geliştirip kendi bestelerini yapan, en çok da Pir Sultan’ın şiirlerini besteleyen Dersim’li Mercan, bu eserlerini Ali Ekber Çiçek ile de paylaşıp onun da beğenisini almanın gururunu yaşadı. Günün birinde tanıştığı Metin Kahraman bestelerini beğenince Metin Kahraman ve Erhan Erdener ile Kalan Müzik etiketiyle Hasan Saltık yapımcılığında Pir Sultan Abdal dizelerine bestelediği eseri “Derviş” teklisini dinleyicilerle buluşturdu. Ankara Gazi Üniversitesi Mesleki Yaygın Fakültesi El Sanatları Öğretmenliği mezunu olan ve halen öğretim görevlisi olmasının yanı sıra bağlama kursu vermeye devam ederek müzikten de kopmayan Mercan, hem bestelerini seslendirdiği öğrencilerinin hem de kendi içindeki tutkuyla kendi şarkılarına yönelip ilk albümü “Didar”ı dinleyicilerle buluşturdu.

Mameki Home stüdyosunda kaydedilen albümün düzenlemeleri Umut Mercan ve Erhan Erdener’e aitken, mastering çalışması ise Ertan Keser imzası taşıyor.

Albüm, Mercan’ın Âşık Dersimi Baba olarak bilinen Ali Musa Boztaş dizelerine bestelediği iki eser ile açılıyor. İlk önce “Sor Beni” Murat Güler’in kavalının öne çıktığı eserde Erdener’in gitarları ve Mercan’ın bağlaması perküsyon ve bas ile dengeleniyor. Erdener’in perdesiz gitarı ve kavalın uyumu başarılı. Mercan’ın çift ses vokali eseri tamamlıyor. Ardından “Mektubunu” Ahmet Tirgil’in yaylılarının öne çıkıp davul ve gitar ile dengelendiği eserde Mercan da bağlamasıyla eserin duygusunu destekliyor ve eser Maviş Güneşer, Tirgil ve Erdener’in geri vokali ile güçleniyor.

Sırada, Mercan’ın Pir Sultan Abdal dizelerine bestesi “Derd-i Firağ” var. Bağlama-kaval-perküsyon uyumuyla başlayan eserde gitarlar da yaylılar ve Güneşer, Tirgil ve Erdener’in geri vokalleri ile birleşerek eserin duygulu yapısını destekliyor. Ardından, Lütfi Gültekin’in Noksani dizelerine bestesi “Bu Sırrı Vahdette” geliyor. Semih Sezer’in kabak kemanesi ve Erdener’in kopuzunun öne çıktığı eserde gitar-kaval-perküsyon-bas uyumu da eseri dengeliyor.

Sıradaki eser, Mercan eseri “Yalanmış” oluyor. Bağlama-piyano uyumuyla başlayan ve Mercan’ın şiiriyle ilerleyen eserde perküsyon ve bas da Tirgil’in yaylılarıyla (keman-viyola) birleşiyor. Albümün öne çıkan eserlerinden biri olarak zamanla keşfedilecektir. Albüm, Mercan’ın Pir Sultan Abdal dizelerine bestelediği iki eser ile devam ediyor. Önce “Birgün” bağlama-gitar-perküsyon uyumuyla başlayan eserde keman da eseri destekliyor ve çift ses vokal de eseri güçlendiriyor. Ardından “Çarğ-ı Devran” gitar-bağlama-kopuz-bas uyumuyla başlayan eserde geri vokallerin uyumu başarılı. Perküsyon da yer yer öne çıkarak kopuz ile uyumlu ilerliyor. Yaylılar da eseri güçlendiriyor ve çift ses vokal ile dengeleniyor.

Albümün son iki eseri de Mercan’a ait. İlk önce “Seni Sordum” kaval-gitar-bağlama uyumuyla başlayan eserde ritm ve bas da öne çıkarak eserin duygusunu güçlendiriyor. Güneşer’in geri vokali de eseri destekliyor. Son eser ise enstrümantal “Turab” oluyor. Yağmur sesleri ve bağlama-gitar-yaylı uyumuyla dengelenen, kuş sesleriyle de zenginleşen enstrümantal eserde bas da yer yer öne çıkıyor. Albüm haricinde de zaman içinde sevileceğini düşündüğüm başarılı bir enstrümantal eser olarak albümü sonlandırıyor.

Mercan, ilk albümüyle hem besteciliği hem de başarlı düzenlemeler ve orkestra kadrosuyla yürekten gönüllere varan özel bir yolculuğu simgelerken başarılı bir albüme imza atıyor.