Nino Varon… Önce bir müzisyen olarak başladığı müzik hayatında, önce Odeon’da sonra kendi kurduğu Nova Plak ile prodüktörlük, söz yazarlığı, film müziği, bestecilik, plak dükkancılığı ve 1980’ler sonrası süpervizörlük ve 2000’ler ile müziğin mutfağından sahne önüne çıkış… Üç başarılı albüm… ve tabi yazıda sözünü edeceğimiz; hazırlığı birkaç yıldan beri süren bir Nino Varon projesi…
Bu proje, sonunda tamamlandı ve DMC etiketiyle dinleyicilerle buluştu : Şarkı Gibi Şarkılar…
Albümün kapak ve iç resimleri aynı zamanda uzun yıllardır resimle de ilgilenen Varon’a ait.
İlk eserin sözleri Sezen Aksu’ya, müziği Varon’a ait; çoğu dinleyici eseri 1993 yılında Aşkın Nur Yengi yorumuyla hatırlayacaktır : ‘İmkansızım’… Aytuğ Yargıç’ın düzenlediği, gitarın önde olduğu, akordeonla dengelendiği eserde bas da altyapının duygusunu güçlendiriyor. Perküsyon da piyano ile esere eklenerek esere caz tınıları katıyor. Nakarat kısmında elektro ve bateri esere Rock tınıları getiriyor ve bu bağlamda Aksu da her iki tınının birlikteliğine başarılı bir şekilde uyum sağlıyor. Orta kısımda gitar-bas-perküsyon uyumu başarılı. Bu bağlamda Aksu severler tarafından da listelere girecek bir yorum olacaktır. Ardından Varon’un sevilen eserlerinden biri, Varon’un kariyerinin en başından beri yer yer prodüktör, besteci, süpervizör olarak uzun yıllardır iç içe olduğu ; ve sanıyorum albüm haberini duyanların ilk merak ettiği isim olduğunu düşündüğüm Nilüfer yorumuyla geliyor : Sensiz De Yaşanırmış… Ülkü Aker’in sözlerini yazdığı eser, 1970’de Nesrin Sipahi tarafından seslendirilerek kendisinin kariyeri için de yeni bir tür denemesi bir yol ayrımı olmuştu. Turhan Yükseler düzenlemesi olan, Yükseler’in klavyesi ve gitarın perküsyonla birlikteliğiyle başlayan, piyanonun da eklendiği eser, bu bağlamda ilk versiyonun altyapısını da andırıyor; yaylılar da eseri basla birlikte güçlendiriyor. Sipahi’nin kariyerinin ustalık döneminde seslendirdiği eser, Nilüfer’in de artık ustalık dönemine denk gelmesiyle birlikte, yorumda da Nilüfer’in yıllar içinde kazandığı tecrübenin izleri görülebiliyor ve bu bağlamda gerçekten en isabetli eser-sanatçı eşleşmelerinden biri oluyor.
Albüm, Nilüfer’in 1975 yılında Eurovision’a başvurduğu Oktay Yurdatapan sözleri (o dönem Tuğrul Dağcı ismiyle yer almıştı) ve Varol bestesi ‘Boşver’in Onur Mete yorumu ile devam ediyor. Alper Çam düzenlemesi olan eser, gitar-perküsyon-bas uyumu ile hareketli bir şekilde başlıyor ve eser bildiğimiz versiyonu aksine güncel bir anlayışla düzenlenmiş. Bu bağlamda eseri yeniden keşfettirecek bir altyapıya sahip olan eserde elektro da eseri güçlendiriyor. Klavye de eserin naif yapısını destekliyor. Mete’yi özleyenleri de mutlu edecek bir yorum. Ardından, bu sefer Varon, kendi eserini İskender Paydaş düzenlemesi ile seslendiriyor : Bir Kadın Bu Kadar Özlenmez Ki… Ninovari albümünde de dinlediğimiz eser dalga sesleri ve ıslıklarla bir sahil kıyısı atmosferinde başlıyor. Klavye ve buzukinin önde olduğu eser, Varon’un teatral yorumu ile dinleyicileri etkileyecektir. Bu bağlamda eski dönemlerin naifliğini anımsatan bir çalışma oluyor.
Sıradaki eser, Varon isminin duyulmasında büyük katkısı olan bir aranjman, Georges Moustaki eserine (La Meteque) Varon sözleriyle oluşan ve en çok da Tanju Okan yorumuyla zihinlere yerleşen ‘Hasret’ Ziynet Sali yorumu ve Febyo Taşel düzenlemesiyle yer alıyor. Buzuki ve akordeonun birleşimiyle birlikte Greek tınılarla başlayan eserde perküsyon ve bas eserin altyapısını güçlendiriyor. Sali de duygulu yorumuyla eserin altından başarıyla kalkıyor. Ardından yine Ninovari albümünden hatırlanacak bir Varon eseri, Fedon yorumuyla geliyor ‘Hastayım’ gitar ve klavye ile başlayan eserde Hakan İtik düzenlemesi olan, gitar ve akordeonun uyumuyla başlayan eserde İtik’in buzukisi öne çıkıyor. Klavye ve yaylının da tamamladığı eser bir önceki Greek tınıları bu eserde de devam ettiriyor. Geri vokaller de perküsyonla birlikte eserin duygulu yapısını güçlendiriyor.
Albüm, Varon sözlerine Alper Çam bestesi-düzenlemesi ‘Üşüyorum’ ile devam ediyor. Aşina’nın yorumladığı eser, Serhan Yadsıman’ın gitarı ön planda başlıyor, bas gitarın da desteklediği eserde perküsyonlar da eseri destekliyor. Aşina’nın teatral yorumu eserin duygusunu başarılı bir şekilde güçlendiriyor. Ardından albüm, bir düet ile devam ediyor; Varon & Demet Sağıroğlu düeti ‘Pişmanlıklarımı Yazacağım’ sözleri Sağıroğlu’na, müziği Varon’a, düzenlemesi Alper Çam’a ait olan, klavye yaylıları ve ritmlerinin önde başladığı eserde piyano da yer yer öne çıkıyor, Varon’un şiiriyle devam eden esere orta kısımda Sağıroğlu da yorumuyla dahil oluyor. Klavyenin desteklediği eserde Sağıroğlu güçlü yorumuyla ve geri vokallerdeki başarısıyla eseri devleştiriyor ve eser epik bir hal alıyor.
Sırada, Modern Folk Üçlüsü ve Esin Afşar’dan dinlediğimiz bir eser var; Bülent Pozam sözlerine Varon bestesi ‘Diley Diley Yar’ Kaan Tangöze yorumu ile yer alıyor. Gitarla akustik bir yoruma sahip olan eserde Tangöze, kendine özgü yorumunu esere yansıtarak eserin ilk versiyonunu bilmeyenlerin keşfetmekten mutluluk duyacağı ve bilenlerin de beğeneceğini düşündüğüm bir yoruma imza atmış. Ardından Varon sözlerine Çam bestesi-düzenlemesi Fransızca eser ‘Bonsoir’ var. Elektronik ritm ve klavyenin önde olduğu eserde Varon’un şiirsel yorumu da geri vokal ile birlikte bütünleşiyor ve yurtdışında da ilgi göreceğini ve ilerleyen zamanlarda Lounge albümlerde bile görebileceğimizi düşündüğüm başarılı bir çalışmaya imza atıyor. Elektro gitar da saksafonla birlikte altyapıyı tamamlıyor. Eser, CD versiyonunda ilk CD’nin son eseri oluyor.
Albümün ikinci CD’si, ilk olarak Nilüfer’den dinlediğimiz art arda iki eserle başlıyor; ilk olarak Varon eseri ‘Söyle Söyle Sever Mi?’ Candan Erçetin yorumu ve Alper Erinç düzenlemesiyle geliyor. Perküsyonlarla başlayan ve saksafonun öne çıktığı,klavyenin de gitarlarla desteklediği eser, bu bağlamda güncel bir anlayışla aranje edilmiş. Bas da eseri tamamlıyor. Erçetin de yorumuyla eserin altından başarıyla kalkıyor. Ardından, Anne Marie-David yorumuyla 1973 Eurovision birincisi olan, Ganem Claude Youcef Eliaou & Buggy Vline bestesi ’Tu Te Reconnaitras’ eserinin Varon’un sözleriyle olan versiyonu ‘Göreceksin Kendini’ Nil Karaibrahimgil yorumu ve Bülent Uludağ yorumu ile geliyor. Karaibrahimgil’in çift ses vokaliyle başlayan klavye ve elektronik ritmlerle birlikte hareketli bir şekilde, eserin bildiğimiz versiyonundan farklı ve güncel bir aranje anlayışına sahip olan eserde elektro ve bas da eseri destekliyor. Eserin bu yorumu da sevilecek özellikle discolarda ilerleyen zamanlarda duyulmaya başlayacaktır.
Sırada, ilk plak imkanını Varon ile edinen Nejat Yavaşoğulları’nın Bulutsuzluk Özlemi’nden ilk olarak Ninovari albümüyle dinlediğimiz bir Varon eseri geliyor ‘Beyoğlu 1961’ Yavaşoğulları düzenlemesi olan ve elektro ile klasik gitarın dengelendiği, basın davulla tamamladığı; vokallerin ve çift ses vokalin desteklediği esere orta kısımda klavye de dahil oluyor. Yavaşoğulları da Varon gibi şiir kısmını kendine özgü bir üslupla okuyor. Albümün öne çıkan başarılı yorumlarından biri olan eserin ardından ilk olarak Arka Pencere albümünde Varon’dan dinlediğimiz bir eser geliyor ve bu eser bir anlamda albümün belki de en özel eseri sayılabilir; 2017 yılında aramızdan ayrılan ‘Kalipso Kralı’ Metin Ersoy’un vefatından sonra yayınlanan yorumu (belki de son kaydı) olan eserin düzenlemesi Ersoy’un oğlu Emir Ersoy’a ait. Elektro solonun önde başladığı, perküsyonların elektronik ritmler ve klavye ile dengelendiği, piyano ile birlikte basın da tamamladığı eser, üflemeliler ve vokallerle de güçleniyor. Son kısımda elektro solo başarılı. Ersoy’un da o bildiğimiz kalipso tavrını koruduğu başarılı yorumuyla taçlandırdığı eser, bu bağlamda da albümün sevilen eserlerinden biri olacaktır.
Sırada yine bir Varon eseri, Akrep Nalan yorumu ve Yükseler düzenlemesiyle geliyor ‘Bugün İşe Gitme’ elektro ve Yükseler’in klavyesinin öne çıkıp perküsyonlarla uyumuyla başlayan eserde, bas da eseri destekliyor ve akordeon da eserin duygusunu destekliyor. Orta kısımda saksafon solo başarılı. Nalan’ın kendine özgü yorumunu sevenleri mutlu edecek bir yorum.
Sırada, ilk olarak Tanju Okan’dan dinlediğimiz art arda iki eser geliyor, Tanju Okan’ın 1988 tarihli albümüne isim olan eser, Recep Aktuğ yorumu ile geliyor ‘Kime Ne’ Brudo Benvenuta sözlerine Varon bestesi olan ve Yükseler’in düzenlediği, Yükseler’in klavyesinin önde olduğu, perküsyon, davul ve gitarın basla dengelendiği eserde Aktuğ da eserin altından kendine özgü yorumuyla başarıyla kalkıyor. Klavye yaylıları da altyapıyı tamamlıyor. Ardından Moustaki’nin Ma Liberte eserine Varon’un yazdığı sözlerle Okan’dan dinlediğimiz ‘Bir Falcı Vardı’ Murat Yenyıl yorumu ile yer alıyor. Yükseler’in düzenlediği gitar ve perküsyonların uyumuna basın da bateri ile eklendiği eklendiği eserde Yükseler’in piyanosu da yer yer öne çıkıyor. Yenyıl da güçlü yorumuyla eseri başarıyla seslendiriyor.
Albüm, bir dönemin başarılı bestecilerinden ve 1997 yapımı ‘Gözlerinde Öldüm’ solo albümüyle de tanınan Ayhan Çakar’ın bestelediği Varon sözlerini yorumladığı ve düzenlediği ‘Mumları Yakacağım Bu Gece’ ile devam ediyor. Gitar ve klavye fonla başlayan, basın da desteklediği eserde perküsyon da klavye tınılarıyla birlikte dahil oluyor ve bateri de çift ses vokalle birlikte eseri güçlendiriyor. 22 yıldan beri yeni bir yorumunu dinlemediğimiz Çakar’ın kendine özgü yorumunu koruması da dinleyiciyi mutlu edecektir. Orta kısımdaki keman solo başarılı. Albümden keşfedilmeyi bekleyen bir eser.
Son iki eser de ilk söylendikleri dönemde dinleyicilerin beğenisini kazanan eserler; ilk olarak Varon’un Sağıroğlu ile sözlerini yazdığı, Sağıroğlu yorumuyla bir 2000’ler klasiği haline gelen ‘Papatya Falları’ Miya yorumu ve Murat Matthew Erdem düzenlemesi ile yer alıyor. Akordeon solonun bas ve perküsyonla birleştiği eserde klavye fon gitar ile birleşirken Miya da teatral yorumuyla eseri güçlendiriyor. Elektro da yer yer öne çıkıyor. Hem doğu hem batı perküsyonları esere güzel bir sentezsel tını katıyor. Klavye yaylıları eseri tamamlıyor. Son olarak aynı zamanda Enrico Macias yorumuyla ülkemizde de sevilen ‘Zingarella’ eserinin (Zeliko Pavıcıc sözlerine Dorde Novkovic bestesi) Tanju Okan’ın Kime Ne albümünün açılış eseri olan; Varon sözleriyle seslendirdiği versiyonu ‘Çal Çingene’ Çam düzenlemesi ile yer alıyor. Perküsyon ve gitarla başlayan esere akordeon da eklenince eserin tüm versiyonlarında olduğu gibi bir karnavalesk hava oluşuyor; ancak bu hava güncel bir anlayışla harmanlanmış; eserin temposu biraz daha artmış. Eserdeki Akdeniz havası, Ege’nin yorumuyla birleşince uyumlu bir hal alıyor. Bas da eseri tamamlıyor.
Öncelikle böyle bir araya gelmesi zor bir kadro, Varon’un müzik kariyerinde hem söz yazarı hem de besteci olarak yaptığı çalışmaları; yer yer orijinaline sadık kalan yer yer de güncel anlayışlar katan aranjelerle seslendirerek, müziğin her alanındaki başarılarıyla herkese örnek olmuş bir duayen olan Varon’un kariyerinin layıkıyla yapılmış bir özetini ortaya çıkarmış.
Yorum Ekle