2020 ile birlikte pek çok müzik türünde ilk çalışmalarını yayınlayan isimleri de yavaş yavaş tanımaya başladık. Rap kanadına baktığımızda ise bu isimlerin arasında dikkat çeken bir isim de Şubat ayında Avrupa Müzik etiketiyle yayınladığı “Derinlerdeyim” ile tanıdığımız, Temmuz ayında ise Houze İstanbul’un yarışmasını kazanması sonucu çıkan Rapness ile ortak çalışma “Serüven”den sonra, geçtiğimiz günlerde Algebar Medya etiketiyle yayınlanan “Palyaço”yu dinleyicilerle buluşturan Allin oldu. Yeni teklisiyle aslında “korktuğu” bir öge olan palyaçoların üzerine giderek bu bağlamda dikkat çeken Allin (İrem Arslan) ile Bi’Kuble için müzik yolculuğunu, teklilerini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Derinlerdeyim’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Aslında ben kendimi bildim bileli sporun ve sanatın içinde olmaktan hep keyif almışımdır. 6-7 sene yüzücülük ve basketbolla uğraşırken, ortaokula kadar tiyatro ile de uğraşıyordum. Orta okulda gitar keman ve resim çizmeyi geliştirmek istedim ancak ne yazık ki sınavlardan dolayı yarım kaldılar… En son lise yıllarımda 1 yıl kadar tekrar tiyatroya katıldım. Bu süreçten en iyi kârım benim liseden Eşit Ağırlık mezunu olup hayallerimi Hukuk alanına ve Ağır Ceza Avukatlığı’na çevirmem oldu. Şu an Adalet bölümü mezunuyum ve Hukuk için geçiş yapmayı düşünüyorum. Zaten gerisini biliyorsunuz!

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Derinlerdeyim’in oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda müzik ve düzenlemeyi üstlenen Denizkan Boz ile ve Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Aslında bütün bir hayatım boyunca kaleme hep aşıktım. Acıdan ve kaostan beslenen biri olarak hayatımın herhangi bir dönemindeki ufacık şeyi bile gözümde büyütür anlatırdım kağıtlara edebi edebi… Sonra birkaç arkadaşım bunu kitap vs. gibi çalışmalarla devam ettirmem için bana ısrar ediyordu. Lise zamanlarında derslerden dolayı kafam öyle yoğundu ki birkaç yıl ayrıldık kalemimle. Sonra geçtiğimiz sene, yani 2019’da ben hızlı bir şekilde hip-hop ortamlarına girmeye ve oradan insanlar tanımaya başladım; ancak bu durumların hiç biri kafamda yoktu. Yazdıklarımı okudukça bunu rap olarak yapabileceğimi düşündürdüler ve beni bu konuda çalışmam için sürekli ittiler. Tabi beste yapmak başta düz yazı-şiir gibi kolay olmadı… Bazı aksilikler ve fikir dolandırıcıları sonucu uzaklaştım… Bir gün “Derinlerdeyim”in klibinin de yönetmeni olan Luca Pigs, Avrupa Müzik ile görüştüğünü ve beni Cengiz Erdem ile tanıştırmak istediğini söyledi. Kapılar aslında böyle açıldı. Denizkan ile de böylece tanışmış olduk. Ocak ayının ilk haftaları Denizkan ile birkaç görüşme sonrası Sevgili Buğra Kunt’un stüdyosunda hayatımın ilk stüdyo ve kayıt deneyimini yaşamış oldum. Böylece birkaç ay süren “Derinlerde” oluşum başladı!
Derinlerdeyim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında ilk teklim için güzel dönüşler aldım. Bazıları benim yapmadığımı düşünecek kadar çok beğendi hatta… Daha yolun çok başındayım. Bu sene aksilikler ile çıkardığım 3 teklimin acısını yolda gelen teklilerin çıkaracağından eminim! (gülüyor)

İkinci tekliniz, Rapness ile ortak çalışma Serüven oldu. Serüven’in oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda Rapness, Orkun Karamanoğlu ve Houze İstanbul ile yollarınız nasıl kesişti?
-Aslında hikayeye katılan ilk isim Orkun oldu. Henüz daha piyasada yeniyken ve bilgisizken bana çok büyük desteği ve yardımı dokundu. Rapness “Nur” ile de Instagram üzerinden tanışıp karantina döneminde birbirimizi hiç görmeden benim Orkun’un beatine yazdığım parçaya girmesini istedim. O da beni kırmadı sağ olsun ve ortaya büyük bir “Serüven” çıktı! Bu süreç devam ederken Houze İstanbul’un tek parçalık tüm prodüksiyon işlemlerini karşıladığı bir yarışmayı kazandım. Yusuf ve Selimhan ile tanışıp Serüven’i dinlettiğimde oradan yayınlayabileceklerini söylediler. Böylece “Serüven” bize gerçekten serüven oldu!
Serüven ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Açıkçası beklediğim gibi olmadı. Dedim ya “serüven” oldu diye! Gerçekten habersiz yayınlanmış olması dahil birçok sorun yaşadık. Ama yine de pes etmedik… Çok büyük kitlelere ulaşmadı ama ulaşanlardan iyi yorumlar aldık.

En son Palyaço’yu yayınladınız. Palyaço’nun oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda beat sahibi Morde808 ve aranjeyi yapan Buğra Atmaca ile yollarınız nasıl kesişti?
-Morde ile tıpkı çoğu arkadaşımla olduğu gibi Instagram üzerinden işlerimizi görerek tanıştık. Beraber çalışmaya karar verdik, benim de bazı ricalarım ile Morde Palyaço’nun beatini yaptı. Hayatımdaki en büyük korkum olan palyaçolara yazdığım şarkı klibin senaryosu… Aslında beni fazlasıyla yoran şeyler oldu, çünkü gerçekten korkuyordum! Ama üstüne gidip üstesinden geleceğime inandım -ki bakmayın hala korkuyorum!- Geçtiğimiz aylarda Kadıköy Acil Selo’nun yakın zamanda düzenlediği Hiphype16 konserinde hayatımın ilk sahnesini aldım ve sahnede Palyaço’yu okudum. O gün sevgili Muşta “Anıl” işe tanıştım ve yeni bir serüven başladı… Palyaço’nun mix-mastering ve aranjesi için beni Buğra Atmaca ile tanıştırdılar, ve sağ olsun tüm nazımı çekmeye de devam ediyor!
Algebar Medya / Kiki Bouba Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Aslında o da konser günü oldu. Kiki Bouba o gün konserin canlı olarak yayını yapmak için oradaymış, Anıl da sağ olsun beni şirketin sahibi Ömer bey ile tanıştırdı, ve beraber bir sürece adım attık. Şimdilik çok güzel gidiyor, yeni işler de geliyor…

Palyaço ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Dinleyebilen neredeyse herkesten iyi yorum aldım. Bazıları hala favorisinin “Derinlerdeyim” olduğunu söylüyor, ama olsun! (gülüyor) Bildiğiniz gibi Derinlerdeyim’in çıktığı gün ülkece karantinaya alınmıştık… Palyaço’nun çıktığı gün ise hepimizi yürekten yakan o İzmir depremini yaşadık. İnsanlar bunlarla cebelleşirken pek müzik düşünemiyor… Ama ben asla ümidimi kaybetmedim, etmeyeceğim de. Bir gün hepsi hak ettiği yere gelecek, inanıyorum.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Aslında bu biraz zor. Müzikal yeteneği ve bilgisi çok yüksek ya da sesi mükemmel biri değilim kendimce. Ama kalemime güveniyorum, anlattıklarıma anlatacaklarıma bazen anlayıp bazen anlamayacak olmalarına rağmen kendime ve müziğime inanıyorum. İç dünyamda biraz kaos mıknatısı ve sorunlarla cebelleşen bir insan olduğumdan aslında yaşadıklarımı hissettiklerimi anlatıp insanlarında yaşamasını ve hissetmesini hedefliyorum. Bakalım başarabiliyor muyuz?

Palyaço’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet, var… Şu an hali hazırda Buğra Atmaca’nın mix-mastering işlerini yapacağı “Tersine” parçasının aslında yeri bende çok ayrı. Hayatımda yazdığım ve bitirdiğim ilk parça oldu, ve çalıştığım çoğu insan bunu çıkartmamı istedi. Ancak adından anladığınız üzere her şey tersine gittiğinden bir türlü kısmet olmadı… İnşallah bu defa her şeyiyle tamamlanıp tahminen video klip ile yayınlanacak. Sonrası için elimde 4-5 parça daha var ama henüz hangisinin önce yayınlanacağını seçemiyorum… Belli olduğunda zaten Instagram hesabımdan duyuru yapıyorum. Bakalım “Tersine” de bizi neler bekliyor olacak? (gülüyor)
Allin’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Palyaço”yu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle