Müzik

Her şeye rağmen birbirinden hiç kopmayan iki yakayı daha da birbirine kenetleyen bir müziksel kavuşma : Lozan Mübadilleri Vakfı Korosu – Hasretin İki Yakası…

Garip Mansuroğlu yönetiminde devam eden bir koro, Lozan Mübadilleri Vakfı’nın bünyesindeki Lozan Mübadilleri Vakfı Korosu… 14 yılı geride bırakan koro ismini, 1923’te Türkiye & Yunanistan arasında imzalanan zorunlu nüfus mübadelesi sözleşmesinden alıyor. 97 yıl önce Yunanistan’da yaşayan Türk-Müslüman nüfus ile Anadolu’da yaşayan Rum-Ortadoks nüfusunun karşılıklı göçe tabi tutulmasının ilhamıyla kurulan koro, repertuvarını her iki kültür-yakadan alıyor. Farklı mesleklerden gelen ve bu göçlerin yetiştirdiği çocuklar-torunlardan oluşan koristler, gönüllü olarak çalışmalarına devam ediyor. Koro, geçtiğimiz haftalarda Kalan Müzik etiketiyle yayınlanan ilk albümüyle (Zülfü Livaneli’nin de kendi eserine katılımıyla) bu çalışmalarını taçlandırıyor : Hasretin İki Yakası…

Garip Mansuroğlu’nun düzenlediği (bir eser hariç) Kalan stüdyolarında Berk Falay tonmaisterliğinde kaydedilen albümün mixi Murat Başaran (Mayki), masteringi Berk Falay imzası taşıyor.

Albüm, bir potpori ile başlıyor; ‘(Muzaffer Sarısözen’in Ali Şevket Öndesev kaynaklığında derlediği Rumeli eseri Bülbülüm Altın Kafeste & Vardar Ovası’ Kahraman Şirin’in kanunu ve Raci Ergüzel’in kemanının önde olduğu ve Erdal Oltulu’nun akordeonuyla dengelendiği ilk eserde İstanbullu Sedat’ın darbukası da Görkem Şişko’nun perküsyonu ve koro ile dengeleniyor; iki eser arasındaki geçişi keman ve Engin Arslan’ın bağlaması yaparken Ayşe Buyan’ın zil ve tefi de dahil oluyor; Ozan İyidoğan’ın klarneti ve İsmail Mehmet Uğur’un bası da potporiyi tamamlıyor. Ardından ’Samiótissa’ Garip Mansuroğlu’nun gitarının perküsyonlarla öne çıktığı ve özellikle Aylin Can’ın kastanyetinin önde olduğu eserde kanun-keman uyumu da başarılı ve akordeon-klarnet-bas uyumuyla dengeleniyor. Aynı hareketli yapıyı devam ettiriyor. Sırada, Selanik yöresinden Fatma Çil kaynaklığında derlenen ve Nalan Moray tarafından seslendirilen ‘Bir Fırtına Tuttu Bizi’ var. Arslan’ın yaylı tanbur solosuyla başlayan ve perküsyon-bas uyumuyla dengelenen eserde keman da yer yer öne çıkarak eserin duygusunu destekliyor. Koro da Çil’i destekliyor. Darbuka da eseri tamamlıyor.

Sıradaki eser, ‘Gialó Gialó’ kanun-keman-akordeon uyumuyla başlayan eserde perküsyonlar (zil-tef-darbuka) eserin hareketli yapısını destekliyor. Gitar ve basın da desteklediği eserde klarnet de altyapıyı güçlendiriyor. Koronun uyumu başarılı. Ardından Toundas Panayiotis eserine Mustafa Cengiz Onural Türkçe sözleriyle bilinen ve Esma Erdok tarafından seslendirilen ‘Cevriye Hanım’ yaylı-klarnet-akordeon uyumuyla başlayan eserde vokal ile birlikte gitar da öne çıkarak kanun ile dengeleniyor. Perküsyonlar da (zil-tef-darbuka) bas ile birlikte eseri güçlendirirken nakarat kısmında koro da eserin eğlenceli yapısını destekliyor. İkinci kısımda eserin orijinal sözleri de söyleniyor. Sırada, Ödemiş yöresinden ‘Çakıcı (İzmir’in Kavakları)’ var. Bağlama-bas uyumuyla başlayan eserde akordeon ve perküsyonlar da keman ile birlikte öne çıkıyor. Klarnet ve kanun da eserin altyapısını güçlendiriyor.

Albüm, anonim ‘Hanım Ayşe’ ile devam ediyor. Kanun solo ve keman fon ile başlayan eserde yaylı tanbur da öne çıkıyor ve perküsyon-bas uyumuyla dengeleniyor. Ardından Arif Şentürk kaynaklığında derlenen Rumeli türküsü ‘Drama Köprüsü’ bağlama-bas-keman fon ile başlayan eserde akordeon da eserin duygulu yapısını desteklerken perküsyonlar da yer yer öne çıkıyor. Klarnet ve kanun da (özellikle finalde) eseri tamamlıyor; ikinci kısımda eserin Yunanca sözleri de söyleniyor.

Sırada, Hüseyin Yaltırık kaynaklığında derlenen Rumeli türküsü ‘Çalın Davulları (Selanik Türküsü)’ var. Perküsyonlar ve bas ile başlayan eserde bağlama da keman ile birlikte öne çıkıyor ve solo-koro şeklinde ilerliyor. Kanunun da akordeon ile birlikte güçlendirdiği eserde klarnet de eseri tamamlıyor. Ardından ‘Darıldın Mı Gülüm Bana’ (Yunanca sözleri Panayiotis Tundas imzası taşıyor) düzenlemeyi Haluk Polat üstleniyor. Garip Mansuroğlu’nun buzukisinin keman-darbuka-bas uyumuyla başladığı eserde perküsyonlar öne çıkarak akordeon-klarnet ile dengeleniyor. İkinci kısımda Yunanca sözler de söyleniyor. Son kısımda kanun solo başarılı. Sırada bir potpori var ‘(Müfit İşler solistliğinde) Dayler Dayler & (Sinan Subakar solistliğinde) Alişimin Kaşları Kare’ kanun-keman ve perküsyonların (özellikle Buyan’ın zil-tef eşliğinin) öne çıktığı ilk eserde bas da eseri destekliyor ve akordeon-koro uyumuyla dengeleniyor, iki eserin bağlandığı kısımda darbuka öne çıkıyor. Aylin Can’ın kaşık eşliği de perküsyonlarla dengeleniyor. Klarnet ve akordeon da eseri tamamlıyor.

Sıradaki eser, Tsitsanis Vasilis / Seedpoint eseri ve Fidan Kocabıyık tarafından seslendirilen ‘Gülbahar’ akordeon-bas ile başlayan eserde perküsyonlar da öne çıkarak klarnet ve keman ile dengeleniyor; koro-vokal uyumu başarılı. Orta kısımda zil-tef-gitar öne çıkıyor ve kanun da eseri tamamlıyor. Ardından bir potpori ‘(Haris Alexiou eseri) Entarisi Ala Benziyor & (Evagelos Papazogiou eseri, Onural’ın Türkçe sözleriyle) Yedikule’ var. Perküsyonların öne çıktığı ilk eserde keman-akordeon-kanun uyumu da eseri desteklerken ikinci esere bağlanışta ise perküsyonlar ve klarnet ikinci eseri güçlendiriyor. Her iki eserin de Yunanca yorumları ikinci kısımlarında yer alıyor. Finalde bas eseri tamamlıyor.

Albüm, Mansuroğlu’nun Türkçe sözleriyle Uğur Gürbüzoğlu tarafından seslendirilen anonim eser ‘Kara Yangın’ ile devam ediyor. Kanun ve akordeonun öne çıktığı eserde keman ve perküsyonlar da koro ile birlikte eserin duygulu yapısını destekliyor. Klarnet ve buzukinin de desteklediği eserde ikinci kısımda Yunanca sözler de söyleniyor. Bas da eseri tamamlıyor. Ardından N. Deltas sözlerine S. Psiriotis eseri (Mansuroğlu & Erdok’un Türkçe sözleriyle, Mansuroğlu ve Ayşe Buyan tarafından seslendirilen) ‘Uzo İçelim’ geliyor. Perküsyonların önde olduğu ve keman-klarnet uyumunun önde olduğu eserde koro da eseri canlı tutuyor. Bağlama ve basın da yer yer öne çıktığı eserde buzuki de eseri güçlendiriyor. İkinci kısımda Yunanca sözler seslendiriliyor. Kanun-akordeon uyumu da eseri tamamlıyor. Son kısımda keman solo başarılı.

Sırada bir 9/8 Potpori var; ‘Gemilerde Talim Var & İnce Giyerim İnce & Rampi’ ilk eser, keman-akordeon-darbuka uyumuyla başlıyor. Erkekler Türkçe, kadınlar da Yunanca sözleri seslendirirken klarnet de eseri kanun ile güçlendiriyor. İkinci esere geçişte klarnet öne çıkıyor ve İsmail Mehmet Uğur’un asma davulu ile basının uyumuyla dengeleniyor; üçüncü esere geçişte ise keman-klarnet-perküsyon uyumu kanun ile ilerliyor. Son kısımda kanun solo başarılı.

Son iki eserden ilki, albümdeki özel buluşmalardan biri; Zülfü Livaneli’nin eseri ve ‘Memleket Kokulu Yarim’ Livaneli’nin de katılımıyla geliyor. Tolga Volkan Kılıç’ın kanununun öne çıktığı eserde darbuka-akordeon-bas uyumu eseri canlı tutarken perküsyonlar da eseri destekliyor. Mansuroğlu da buzukisiyle yer yer öne çıkıyor. Livaneli ve koronun uyumu başarılı. Son kısımda klarnet-keman da eseri tamamlıyor. Albümün konseptini de çok güzel anlatan eserlerden biri. Son eser (Erdok & Subakar düetiyle) ‘Sallasana Mendilini’ darbuka soloyla başlayan eserde klarnet de perküsyonlarla dengeleniyor ve kanun-akordeon da klarneti güçlendiriyor. Erdok’un Yunanca sözleriyle başlayan eserde Subakar da Türkçe sözlerle esere dahil oluyor ve koro da nakarat ile birlikte eseri sürdürüyor. Bas da yer yer öne çıkarak eseri tamamlıyor.

Mansuroğlu yönetimindeki koro, solistler ve orkestra ile bütünleşince, ortaya her şeye rağmen birbirinden hiç kopmayan iki yakayı daha da bağlayan bir müziksel kavuşma niteliği taşıyan başarılı bir albüm çıkmış.