Müzik

Sabahattin Ali dizelerinin ilham olduğu unutulmaz şarkılar ve yeni Göçer besteleri, Göçer’in müzik kariyerinde olgunluk dönemine giden önemli bir durak oluyor : Ferhat Göçer – Sabahattin Ali Şarkıları…

Ferhat Göçer, Bu Kalp İçinde Teksin albümü sonrası, tekli ve EP olarak ilerletmeye devam ettiği kariyerinde Ezel Akay yönetmenliğinde başladığı Sabahattin Ali şiirlerinin oluşturduğu ‘Aldırma Gönül’ performansına odaklandı ve güzel geri dönüşler alan bu proje, Poll Production etiketiyle yayınlanan bir albüme dönüştü : Sabahattin Ali Şarkıları… 

Genel koordinatörlüğünü Medeni Uçar’ın, düzenlemelerini ise (performansta olduğu gibi) Selim Öztürk’ün üstlendiği albümün kayıtları Stüdyo Marşandiz, MMF ve Şenyaylar stüdyolarında Başar Yakupoğlu ve Tezcan Erol tarafından yapılırken mix-master çalışması ise Yakupoğlu imzası taşıyor.

Albüm, Ahmet Kaya bestesi ‘Geçmiyor Günler’ ile açılıyor. Selim Öztürk’ün klavye ve elektronik ritmleriyle başlayan ve Öztürk’ün elektro solosunun öne çıktığı eserde Öztürk’ün yazdığı elektro solo eserin orijinal yapısına güzel bir uyum sağlıyor ve elektronikler esere Ardından, Ali Ekber Eren bestesi ‘Göklerde Kartal Gibiydim’ elektronikler ve Öztürk’ün elektrosuyla başlayan eserde elektro öne çıkarken orta kısma doğru Özcan Şenyaylar Yaylı Grubu’nun yaylıları ve Cengiz Ercümer’in perküsyonları eserin duygusunu destekliyor. Orta kısımda Öztürk’ün elektro solosu başarılı.

Sırada, Yavuz Örten (Kerem Güney) bestesi olan ve Göçer’in Sabahattin Ali performansına ismini veren ‘Aldırma Gönül’ Ferhat Hasanoğlu’nun bası ve Öztürk’ün elektrosuyla başlayan eserde Erdinç Şenyaylar da klasik gitarıyla eseri desteklerlen elektro-bas uyumu esere rock tınılar katıyor. Burak Karataş’ın davulu da Öztürk’ün klavye-elektronikleriyle dengeleniyor. Orta kısımda Öztürk’ün yazdığı klavye solo başarılı ve esere uyum sağlıyor, Göçer de eserin bestelenmeyen kısmını şiir olarak okuyor. Ardından ‘Dağlardır Dağlar’ Sadık Gürbüz’ün bestelediği haliyle yer alıyor. Öztürk’ün klavye-gitar ve elektronikleriyle başlayan eserde elektro ve ritmler Hasanoğlu’nun basıyla birlikte ilerliyor; eserin hareketli yapısını destekliyor ve çift ses vokal de eseri güçlendiriyor. Elektro solo akılda kalıcı ve Şenyaylar’ın yaylılarıyla dengeleniyor.

Sıradaki eser, geleneksel müziğe Ali dizeleri ‘Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ Öztürk’ün elektrosunun Karataş’ın davuluyla dengelendiği eserde Hasanoğlu da basıyla öne çıkarak eserin rock tınısını destekliyor; klavye de esere 1980’ler tınıları katıyor. Çift ses vokal de yer yer öne çıkıyor.

Albüm, Ali’nin farklı bestelerle tanıdığımız üç şiirinin Göçer tarafından yapılan yeni besteleriyle devam ediyor; ilk önce ‘Melankoli’ Şenyaylar’ın gitarı ve Ercümer’in perküsyonlarıyla başlayan eserde bas da eseri dengelerken, gitar-perküsyon uyumu esere latin tınılar katıyor. Elektro da çift ses vokal ile altyapıyı güçlendiriyor. Göçer, bu şiire hareketli ve Latin tınılı bir beste yapmış ve bu bağlamda farklı bir bakış açısı yakalamış; albümden öne çıkan çalışmalardan oluyor. Ardından ‘Çocuklar Gibi’ Şenyaylar’ın akustik gitarıyla başlayan eserde elektronik ritm ve klavye de bas ile birlikte öne çıkarak eseri destekliyor. Klavye esere 1980’ler tınıları katıyor. Çift ses vokal de nakarat kısmında öne çıkıyor. Orta kısımda Öztürk’ün elektro solosu başarılı. Göçer bu şiiri de aynı şekilde bilinen bestelerinin aksine hareketli bir havada bestelemiş. Ardından ‘Ben Yine Sana Vurgunum’ Öztürk’ün elektronikleri, Yıldıran Güz’ün udu ve elektrosuyla başlayan eserde akustik gitar da öne çıkarak bas ile birlikte eseri destekliyor. Göçer’in bestelediği versiyon da başarılı.

Son iki eserden ilki, Göçer bestesi ‘Yetmez Mi’ Öztürk’ün elektrosu ve Canay Cengel’in akustik gitarının uyumuyla başlayan eserde Cenk Kandıralı’nın piyanosu ve klavyesi öne çıkıyor; perküsyon ve Hasanoğlu’nun bası ise eseri destekliyor. Orta kısımda Kandıralı’nın piyano solosu başarılı. Nakarat kısmıyla akılda kalacak bir eser oluyor. Son eser ise Zülfü Livaneli’nin besteleyip ilk olarak Atlının Türküsü albümünde seslendirdiği ‘Leylim Ley’ Öztürk’ün elektronikleri ve elektrosuyla başlayan eserde klavyeler esere 1980’ler tınıları katıyor. Çift ses vokal de perküsyon-bas ile dengeleniyor. Eser için yazılan yeni yaylı partisyon da eseri destekliyor.

Göçer, albümde Sabahattin Ali şiirlerinden yazılan unutulmaz şarkıları başarıyla seslendirirken, kendi bestelediği yeni versiyonlar ile de farklı bakış açıları ortaya koyuyor; tüm bunlara Öztürk’ün başarılı düzenlemeleri de eklenince, albüm Göçer’in müzik kariyerinde olgunluk dönemine giden önemli bir durak oluyor.