Feti Çağlayan… Ülkemizde Blues ve Rock alanında başarılı gitarist ve vokalistlerden biri olarak yıllar içinde pek çok başarılı çalışmada yer aldı ve kurduğu Fetiblue Band ile de kemik bir hayran kitlesi edindi. İlk teklisi Resurrection’la da ilgi gördü ve Fetiblue Band olarak ilk albümünü Lin Records etikeriyle dinleyicilerle buluşturdu : Kuş Ekmeği…
Albümün düzenlemeleri Feti Çağlayan ve Cem Tuncer’e; kaydı ise Ahmet Uçak ve Erim Arkman’a ait. Arkman aynı zamanda ENC Studios’da albümün mastering çalışmasını da üstlenmiş.
Albüm, ‘Aslan Sütü’ ile açılıyor. Çağlayan’ın gitar solosunun ve vokalinin ön planda başlayıp Ercüment Orkut’un klavyesiyle dengelendiği eserde Ediz Hafızoğlu da davulu ile yer yer öne çıkıyor. Fatma Baba’nın geri vokali eseri güçlendiriyor. Orta kısımda Engin Recepoğulları’nın tenor saksafon solosu başarılı. Bulut Gülen’in trombonu ve Barış Doğukan Yazıcı’nın trompeti eserin hareketli yapısını desteklerken Efecan Tuncer’in bası da altyapıyı tanımlıyor. Son kısımda Orkut’un klavye solosu esere 1970’ler tınısı katıyor. Canlı yapısıyla dikkat çeken bir eser. Ardından ‘Rock Air (Sen Yoksun)’ Çağlayan’ın gitarının Hafızoğlu’nun davulu ve Çağlayan Yıldız’ın basıyla dengelenerek başladığı eserde Çağlayan’ın sert vokali eseri canlı tutuyor. Gülen’in trombonu yer yer esere güzel bir tını katıyor. Orta kısımda Orkut’un klavye solosu başarılı ve son kısımda Çağlayan’ın gitar solosu da eserdeki sert vokalini destekliyor.
Sırada ’N’Olacaksa Olsun’ var. Hafızoğlu’nun davulunun ve Çağlayan’ın gitarının uyumuyla başlayan eserde Yıldız’ın bası da yer yer öne çıkarsak eserin hareketli yapısını dengeliyor. Sözleriyle de dikkat çeken eserde Çağlayan kendine özgü vokaliyle eseri güçlendiriyor. Orta kısımda Orkut’un klavye solosu esere güzel bir tını katıyor ve gitarın sert tınılarını destekliyor. Ardından ‘Away’ Cem Tuncer’in gitarıyla başlayan eserde Çağlayan’ın elektrosu öne çıkıyor ve Hafızoğlu’nun davulu ile Yıldız’ın bası da eserin sakin yapısını destekliyor. Baba’nın geri vokali de eseri güçlendiriyor. Recepoğulları’nın tenor saksafonu ve Orkut’un klavyesi de altyapıyı tamamlıyor. Orta kısımda Çağlayan’ın elektro solosu başarılı. Gülen’in trombonu ve Yazıcı’nın trompeti de özellikle son kısımda altyapıyı güçlendiriyor. Albümden öne çıkan başarılı bir eser.
Sıradaki eser ‘Yüksel Bebesi’ Orkut’un klavyesinin ön planda olup Hafızoğlu’nun davuluyla dengelenerek başladığı eserde Çağlayan’ın ve Tuncer’in gitarları aynı uyumu sürdürüyor. Yıldız da basıyla eserin sert tınısını destekliyor. Esprili sözleri ve Çağlayan’ın tiyatral yorumuyla da dikkat çeken eserde Çağlayan, Yavuz Çetin’e de selam gönderiyor. Son kısımda Orkut’un klavye solosu esere caz tınıları katıyor. Recepoğulları da tenor saksafonu, Gülen trombonu ve Yazıcı da trompetiyle eserin canlı yapısını güçlendiriyor. Ardından ‘Sonsuz Kale’ Süleyman Bağcıoğlu’nun gitarının, Tuncer’in gitarıyla uyumuyla başlayan eserde Orkut’un klavyesi ve Hafızoğlu’nun davulu yer yer öne çıkarak Yıldız’ın basıyla dengelenerek eserin sakin yapısını destekliyor. Baba’nın vokali de altyapıyı tamamlıyor. Orta kısımda gitarların uyumu başarılı.
Albüm, ‘Chapulling Blues’ ile devam ediyor. Tuncer ve Bağcıoğlu’nun gitarlarıyla başlayan eserde Orkut’un piyanosu ve Yıldız’ın bası yer yer öne çıkarken, Hafızoğlu’nun davulu da eserin Blues tınısını destekliyor. Saksafon-trombon ve trompet bu eserde de altyapıyı güçlendiriyor. Orta kısımda Recepoğulları’nın tenor saksafonu da vokalle birlikte dengeleniyor ve orta kısımda eser daha da hızlanıyor; eserin değişken yapısı eseri canlı kılıyor. Son kısımda Yazıcı’nın trompet solosu başarılı ve Gülen’in trombonuyla dengeleniyor. Finalde enstrümanların uyumu başarılı. Çağlayan da yorumundaki tiyatrallikle eseri güzel bir tınıya getiriyor. Albümden öne çıkan bir diğer eser. Ardından enstrümantal eser ‘Uyurken’ Yıldız’ın basının önde başladığı ve Çağlayan’ın gitarı ve Hafızoğlu’nun davuluyla dengelendiği, aynı hareketli yapıyı devam ettiren eserde orta kısımda Çağlayan’ın gitar solosu başarılı.
Son iki eserden ilki; Rock Air’in İngilizce versiyonu ‘Rock Air (You Don’t Exist)’ eserin İngilizce versiyonu ilerleyen zamanlarda dünya ülkelerinde dikkat çekecektir. Son eser ise Sonsuz Kale’nin (Akustik) versiyonu. Son-ki-üç-dört ile başlayan eserde Çağlayan’a gitarıyla Cem Tuncer eşlik ediyor. Eserin akustik versiyonu da daha ziyade sözlere odaklanmayı sağladığından dolayı ayrı bir sevilecektir.
Albüm, hem Çağlayan’ın yorum ve besteciliğinin başarısının yanı sıra, albümdeki müzisyenlerin de katkısıyla; eskimeyecek ve bundan 40 yıl sonra da eskimeden kalacak ve aynı beğeniyle dinlenilmesini sağlayacak bir tınıya sahip olarak sonsuzluğu yakalamış bir ilk albüm oluyor.
Yorum Ekle