Müzik

19 yıllık emek, yıllarca dinlenilecek bir albümü ortaya çıkarmış : Serdar Ateşer – İş İşten Geçer Geçmez Ordayım…

Kendine özgü başarılı bir müzik tarzı yaratmış müzisyenlerden biri Serdar Ateşer. 20 yıla yaklaşan, 1999 yapımı albümü ‘Avdet Seyri’ sadece o yıl değil, ilerleyen yıllarda da keşfedilmeye ve dinlenmeye devam etmişti. Çoğu dinleyici de yıllar içinde merak etmeye başlamıştı; neden Serdar Ateşer yeni bir albüm yapmıyordu? Aslında Ateşer, Avdet Seyri’nden sonra yine Kalan Müzik etiketiyle -dinleyicilerle buluşması 19 yılı bulacak- bir albümü hazırlamaya başlamıştı bile! : İş İşten Geçer Geçmez Ordayım… 

1999-2006 arası İstanbul ve Ayvalık’ta yapılan kayıtlara 2007-2008 arasında da ilave kayıtlar ve ara mixler ekleniyor. Albümün son hale gelmesi ise 2017-2018’de bu sefer Mesut Uçar’ın da desteğiyle ilave kayıtlar ve final mix yapılıyor ve albümün çıkışına az kala son haline getiriliyor. Mastering çalışması Hakan Kurşun tarafından İstanbul’da Stüdyo Quintet’te yapılıyor. Kapak tasarımı Bülent Erkmen’e, tasarım uygulama ise Emre Çelik’e ait. Emre Dörter’in kapak fotoğrafı, CD’nin üzerinde yer alıyor.

Albümdeki tüm besteler (İş İşten Geçer Geçmez Ordayım’daki İskender Paydaş ve Silahlı Eleştiriler’deki Cem Aksel katkıları dışında) Ateşer’e ait.

İlk eser, şiirimizin ustalarından Edip Cansever’in Tragedyalar III’ünden bir kısımla ’Gücünüz Yok’ Ateşer’in elektro solosunun ön planda başladığı ve vokal kısmı ile birlikte akustik gitarının da katkı sağladığı, Ateşer’in vokalleriyle de kaotik bir atmosfer yaratarak desteklediği eserde Mert Akkaya’nın davulu ve Ateşer’in tefi uyumlu ilerliyor. Mesut Uçar’ın klavyeleri de yer yer öne çıkarak esere 1980’ler tınıları katıyor. Ömer Avcı’nın erbanesinin de dahil olduğu eserde Ateşer’in zither eşliği de altyapıyı güçlendirerek eserin coşkulu yapısına katkıda bulunuyor. Ateşer, aynı zamanda perdesiz basıyla ve klavyesiyle de altyapıyı tamamlıyor. Ateşer’in sert elektro tınıları sözlerin ironik yapısıyla bütünleşiyor. Son kısımda Alkaya’nın davulu öne çıkıyor. Ardından, pek çok klasikleşmiş eserin söz yazarı olan Leyla Tuna ve Ateşer’in sözlerini ortak yazdığı, albüme ismini veren eser ‘İş İşten Geçer Geçmez Ordayım’ Paydaş’ın klavyesiyle ‘başlangıç vuruşu’ ile başlayan eserde Ateşer’in gitarları, Turgut Alp Bekoğlu’nun davuluyla dengeleniyor ve Ateşer’in geri vokalleri de başarılı. Bekoğlu’nun tef ve shaker eşliği de eserin altyapısını zenginleştiriyor. Ateşer’in elektrosu ve banjosu da esere farklı tınılar katarken, Uçar’ın klavyesi de eserin eğlenceli yapısını destekliyor. Ateşer’in gitar soloları yer yer öne çıkıyor. Sözleriyle de dikkat çeken eserin son kısmındaki değişkenlik eseri canlı tutuyor. Son kısımda Ateşer de klavyesiyle eseri destekleyerek esere 1980’ler tınıları katıyor. Albümden zaman içinde klasikleşecek bir eser. 

Albüm, Murathan Mungan’ın sözleri ’Soygun’ ile devam ediyor. Ateşer’in klasik gitarı ve klavyesinin uyumuyla başlayan eserde Ateşer’in elektrosu da yer yer öne çıkıyor. Albümü bir tık daha sakin bir havaya getiren eserde Uçar’ın klavye fonu da başarılı. Cem Aksel’in (8 kanal 1/2 inch banta, stereo 2 tr, analog kayıt olan) davulu da enstrümanları dengeliyor, Ateşer’in Yamaha midi gitarı da Uçar’ın klavye solosuyla uyumlu olarak ilerliyor. Ateşer’in bası da altyapıyı tamamlıyor. Mungan’ın kendine özgü lirik söz yapısı da eseri başka bir hale getiriyor. Ateşer vokalleriyle de eseri destekliyor. Son kısma doğru Ateşer’in elektrosu ve vokaller eseri diğer eserlerdeki gibi kaotik bir atmosfere dönüştürüyor. Son kısımda Uçar’ın piyano solosu başarılı. Ardından, yine Cansever’in bir başka sevilen şiiri ‘Sevgililik’ten ‘Kaç Kişiydik’ bir kaset takılmış gibi başlayan eserde, Ateşer’in elektrosu ve midi perküsyonu öne çıkıyor. Uçar’ın klavyesi, Ateşer’in klavyesi ve vokalleriyle dengeleniyor. Orta kısımda Uçar’ın midi davulu da esere 1980’ler tınıları katıyor. Ateşer tiz vokalleriyle de eseri destekliyor. Son kısma doğru Ateşer’in elektro solosu öne çıkıyor ve eserdeki diğer enstrümanlarla dengeleniyor. 

Sıradaki eserin sözleri de Mungan’a ait ‘Geç Tango’ telesekreter sesiyle başlayan ve Uçar’ın klavyesinin Ateşer’in gitarlarıyla dengelendiği eserde Aksel de davuluyla yer yer öne çıkıyor. Ateşer, midi davuluyla da Aksel’in davuluyla uyumlu bir şekilde ilerliyor. Orta kısma doğru Ateşer’in elektrosu ve geri vokalleri başarılı. Orta kısımda Uçar’ın klavyesi ve Ateşer’in elektrosu esere funk tınılar katıyor. Utku Tavil’in trampeti altyapıyı güçlendiriyor. Telesekreter eklemeleri de başarılı. Son kısımda klavye-bas-telesekreter birlikteliğinin yarattığı kaos da eseri başka kılıyor. Ateşer’in kendine özgü müziksel anlayışını yansıttığı ve Mungan’ın sözleriyle de bütünleştiği eser bu bağlamda albümden öne çıkan eserlerden biri oluyor.  Ardından bu sefer sözleri Ateşer’e ait ‘Kompile Kompile’ Ayvalık Çocuk Korosu’nun ön planda başladığı, Hakan Kurşun’un ‘Uyan!’ kelimesiyle yer aldığı, Ateşer’in eklemesi olan Mehter samplelarının vokal ve Ateşer’in gitarlarıyla dengelendiği eserde Ateşer’in bası yer yer öne çıkıyor. Aksel’in davulu da bu eğlenceli atmosferi destekliyor. Ateşer’in klavye solosu ve Uçar’ın klavyelerinin de uyumlu ilerlediği eserde  batılı bir tınının mehter ile birleşmesi, diğer eserlerdeki gibi başarılı bir kaotik ortamı oluşturuyor. Son kısımda Ateşer’in klavye solosu eseri dengeliyor ve eser koronun vokalleriyle bitiyor. 

Sırada, sözleri Mehmet Budak’a ait olan ‘Ayın Yüzü’ var. Aksel’in davullarının önde olduğu (rototom eşliği başarılı) ve Ateşer’in perküsyon sample’ı ile dengelenerek başlayan, Onur Duygulu’nun udunun Ateşer’in gitarlarıyla uyumlu ilerlediği eserde Uçar da klavye solosunun yanı sıra efektleriyle de eseri güçlendiriyor. Orta kısımda Ateşer de klavye solosuyla esere 1980’ler tınıları katıyor. Korkut Peker’in e-bowu da cümbüşüyle birlikte eserin altyapısını güçlendiriyor. Son kısımda geri vokaller sözlerle birlikte uyumlu olarak ilerliyor ve Uçar’ın uçak efekti başarılı ve finale doğru Peker’in ebowu Ateşer’in geri vokalleriyle öne çıkıyor ve Ateşer’in elektro solosu akılda kalıcı oluyor ve Uçar’ın klavyeleriyle bütünleşiyor. Finalde Aksel’in rototom solosu konuşmalarla ve Ateşer’in 12 telli gitarıyla birleşiyor. Budak’ın sözlerindeki ‘polaroid’ imgesi de dikkat çekecektir. Ardından, Cansever’in Tragedyalar III’ünden bir başka kısım ‘Silahlı Eleştiriler’ Sumru Ağıryürüyen’in başarılı ve dinleyiciyi ilk anda yakalayan vokal solosuyla başlayan ve Ateşer’in gitarlarının sert tınısıyla dengelenerek başlayan eserde Uçar’ın klavye solosu da aynı sertlikte ilerliyor ve Aksel de davullarıyla eseri destekliyor, Ateşer’in perdesiz bası da klavyesiyle birlikte yer yer öne çıkıyor. Peker bu sefer de 12 telli ritm gitarıyla eseri güçlendiriyor ve Ateşer’in 12 telli gitarındaki arpejleriyle dengeleniyor. Ağıryürüyen orta kısımda da vokal solosuyla yer alıyor ve eserin kaotik yapısını destekliyor. 

Son iki eserden ilki; Mungan’ın sözleri ile ‘Kırılgan’ Uçar’ın klavye solosu ve klavye yaylılarının midi perküsyonuyla uyumuyla başlayan eserde Ateşer’in klavye ve perküsyonu da çan sesleriyle birlikte eseri destekliyor. Ateşer’in elektrosundaki sert tınılar eserin sakin başlangıcını bir anda değiştiriyor ve vokalleriyle birlikte akılda kalıcı sololara imza atıyor. Epik yapısıyla albümden öne çıkan bir diğer eser oluyor. Son kısımdaki ‘içimdeki çocuğu’ kısmındaki çocuk korosu kullanımı anlamlı oluyor. Son eser ise Meltem Ahıska sözleri ile ‘Yerinde Duramayan Adam’ Ateşer’in midi gitarıyla başlayan eserde Ateşer ve Uçar’ın klavyelerinin uyumu başarılı. Midi programlamaların da aynı uyumu sürdürdüğü eserde Ateşer esere şiirsel bir anlatımla başlıyor ve nakarattaki sert tınılarla da dinleyiciyi yakalıyor. Son kısmında Ateşer’in vokalleri başarılı. 

Yılların demlendirdiği bir albüm olduğu her halinden belli aslında, yer yer 1990’ların yer yer 2000’lerin yeni bir şeyler yaratmayı amaçlayan tınıları da albümde kendisini gösteriyor. Pek çok müzisyenin albüme katkısının birbirini yanlış yola götürmeden aynı uyumda ilerlemesi de, albümün önemli bir artısı. Bu bağlamda Ateşer, hem kendine özgü müziksel tarzıyla hem de bu tarzı anlayıp sahiplenen müzisyenlerin katkısıyla; 19 yıllık emeğiyle, yıllarca dinlenilecek bir albümü ortaya çıkarmış…