Müzikten uzak bir sektörde hayatını sürdürürken, hayallerinin peşinden gitmeye karar verip müzikle profesyonel anlamda ilgilenmeye başlayan; ve bu alanda da kısa sürede başarılı çalışmalara imza atmaya başlayan bir isim Esra Zeynep Yücel.
Stanford Caz Akademi’de de eğitim alan Yücel, ilk önce, sözlerini kendisinin yazdığı, başarılı müzisyen Halil İbrahim Işık’ın bestelediği ‘Yalnızlık’ teklisini dinleyicilerle buluşturdu ve ardından Sting’in Fragile’ını yeniden yorumladı. Dinleyicilerden ilgi gören bu iki çalışmadan sonra kendisinden yeni çalışma bekleyen dinleyicileri ise ilk albümde güzel bir sürpriz bekliyordu : Dear Frank / Tribute To Frank Sinatra…
Yücel, DMC etiketiyle dinleyicilerle buluşan albümünde Frank Sinatra tarafından yorumlanmış; pek çok sanatçının önce ya da sonra yorumlamasına rağmen genellikle Sinatra ile özdeşleşmiş 10 esere yer vermiş.
Albümün prodüktörlüğü Lena Seikaly ve Bob Dawson tarafından üstlenilmiş. Albümün kayıt ve mix çalışmaları Dawson, mastering çalışmaları ise Mike Monseur tarafından Bias Studios’da yapılmış.
Düzenlemeler Lena Seikaly imzası taşıyor.
İlk eserin sözleri Ted Koehler’a, müziği ise Harold Arlen’a ait, Ella Fitzgerald yorumuyla da bildiğimiz ‘Let’s Fall In Love’ Sinatra bu eseri 1960 yılındaki albümünde seslendirmişti. Chris Grasso’nun rhodes eşliği ile akustik bir şekilde başlayan eserde Lenny Robinson’un davulunun dahiliyle birlikte eser hareketleniyor ve Zack Pride’ın bası altyapıyı tamamlayıp yer yer öne çıkıyor. Orta kısımda bas-rhodes bir atışma halinde ilerliyor ve son kısma doğru Grasso’nun rhodes solosu başarılı. Ardından, Nat King Cole yorumuyla da bildiğimiz Milt Gabler sözlerine Bert Kaempfert bestesi ‘L.O.V.E’ geliyor. Robinson’ın davuluyla başlayan eserde Pride’ın bası da dahil olarak eserin eğlenceli yapısını destekliyor ve Tom Williams’ın trompet solosu özellikle orta kısımda öne çıkıyor. Grasso’nun piyano solosu altyapıyı tamamlıyor. Robinson’ın davulunun yanı sıra perküsyonları da yer yer öne çıkıyor. Yücel de caz vokaldeki başarısını özellikle eserin sonunda kanıtlıyor.
Sırada bir Cole Porter klasiği ‘I’ve Got You Under My Skin’ var. Yücel’in vokaliyle başlayan esere bas-davul-rhodes arka arkaya ekleniyor ve rhodes yer yer öne çıkıyor; eserin naif yapısına güzel bir renk katıyor. Orta kısımda Grasso’nun rhodes solosu başarılı. Ardından, her ne kadar Liza Minelli yorumuyla da bilinse de Sinatra’nın yorumuyla, Sinatra denince akla gelen ilk eserlerin arasına yerleşen ‘New York, New York’ geliyor. Fred Ebb sözlerine John Kander bestesi olan eserde Marshall Keys’in alto saksafonu öne çıkarak başlıyor ve Robinson’un davulu ve Pride’ın bası altyapıyı güçlendiriyor. Grasso’nun piyanosu da eseri dengeliyor. Orta kısımda Keys’in saksafon solosu başarılı.
Albüm, bir Irving Berlin klasiği ‘Cheek To Cheek’ ile devam ediyor. Steve Herberman’ın gitarının önde olduğu eserde davul ve bas da eserin hareketli yapısını destekliyor. Orta kısımda Herberman’ın gitar solosu başarılı. Ardından pek çok yorumcudan dinlediğimiz bir başka klasik; Lorenz Hart sözlerine Richard Rodgers bestesi ‘My Funny Valentine’ geliyor. Pride’ın bası ve Grasso’nun piyanosunun başlattığı eserde Williams’ın trompeti yer yer öne çıkıyor ve Robinson’ın davuluyla dengeleniyor. Orta kısımda Williams’ın flügelhorn solosu başarılı ve eserin duygulu yapısını destekliyor.
Sıradaki eser, Beatles’ın Yesterday eserinden sonra dünyada en çok kaydedilen ikinci eser ünvanını taşıyan, Norman Gimbel ve Vinicus de Moraes’in sözlerine Antonio Carlos Jobim bestesi ‘The Girl From Ipanema’ Lena Seikaly ile bir düet; piyano-davul-bas uyumuna Herberman’ın gitarının da eklendiği ve eserin eğlenceli yapısını desteklediği eserde Lena Seikaly de orta kısımda dahil olarak Yücel’e destek oluyor ve ikili uyumlu bir düete imza atıyor. Ardından ilk olarak 1926 yılında Fred Astaire tarafından seslendirilen, Dorothy Fields sözlerine Jerome Kern bestesi ‘The Way You Look Tonight’ Keys’in alto saksafonuyla başlayan eserde Grasso’nun piyanosu da yer yer öne çıkarak davul ve bas ile dengeleniyor. Yücel de yorumuyla eserin eğlenceli yapısını destekliyor. Orta kısımda Keys’in saksafon solosu başarılı.
Son iki eserden ilki, Bart Howard’ın klasikleşen eseri ‘Fly Me To The Moon’ Williams’ın trompetinin önde başladığı eserde piyano-davul-bas uyumu sürüyor. Orta kısımda Williams’ın trompet solosu başarılı. Son eser ise ilk olarak Dorothy Lamour tarafından seslendirilen, Johnny Burke sözlerine Jimmy Van Heusen bestesi ‘It Could Happen To You’ Grasso’nun piyanosuyla akustik bir anlayışla düzenlenen eserde Yücel, içten yorumuyla eseri devleştiriyor ve albüme güzel bir final oluyor.
Albümde Yücel, eserlerin gerektirdiği duygulu veya eğlenceli havaya başarılı bir şekilde uyum sağlıyor ve Sinatra ile özdeşleşen klasikler, başarılı bir yorumla bütünleşiyor.
Yorum Ekle