Müzik

Uzun yıllara dayanan bir müzik yolculuğunun başarılı bir ilk albümle taçlandırılması : Pınar Seyhun’la Hayal Ederken…

Pınar Seyhun ismini çoğu müziksever, 1985 yılında Eurovision elemelerine, Tamer Aykaç ile sözlerini yazdığı, Ömer Göksel’in bestelediği ve Garo Mafyan’ın düzenlediği ‘Bakışlar’ şarkısı ile katıldığında duymuştu. 

Daha önce ismini bir şekilde duyuran yorumcu ve bestecilerin arasında yeni bir sesin duyulması o dönemde de dinleyicilerin ilgisini çekmişti. 

Ancak Seyhun’u hayat, mesleki anlamda farklı iş kollarına yönlendirince sonrasında Seyhun’dan yeni bir çalışma dinleyemedik…

Aradan yıllar geçti ve Seyhun, yıllarca eğitimini aldığı ve müziğin başarılı isimleriyle bir arada olduğu bir Eurovision deneyiminden sonra bu sefer, bunca yıllık müzik kariyerini, hazırlığı 4 yıl süren bir albüm ile, prodüktörlüğünü de kendi yaparak, Pınar Seyhun Müzik etiketiyle, Seyhan Müzik dağıtımıyla dinleyicilerle buluşturduğu bir albüm ile taçlandırdı : ‘Pınar Seyhun’la Hayal Ederken’…

Albümde Ümit Eroğlu’nun düzenlediği ‘Kuşlar Aldı’ haricindeki düzenlemeler Ercüment Orkut’a ait.

İlk eser bir Ömer Göksel eseri ‘Seviyorum Seni’ Orkut’un piyanosunun ön planda başladığı eserde Seda Subaşı ve Gizem Korkmaz’ın kemanları, Deniz Yücel’in viyolası ve Erman İmayhan’ın viyolonseliyle birleşerek esere senfonik bir yapı katıyor. Volkan Öktem’in davulu ve Eylem Pelit’in bası altyapıyı tamamlarken, orta kısımda Seyid Mas’ın obuası öne çıkıyor. Ardından bir Cenk Eroğlu eseri ‘Kuşlar Aldı’ baba-oğul ve torun Eroğlu’ları bir araya getirmesiyle önemli bir anlam taşıyor (düzenleme Ümit Eroğlu, eser sahibi oğul Cenk Eroğlu, ve enstrümanlarda torun Efe Eroğlu) Eroğlu’nun piyanosu, klavye ve davul programının ön planda olduğu eserde klavye fon eserin caz tınılarına masalsı bir yapı katıyor. Orta kısımda Eroğlu’nun elektro solosu esere 1980’ler tınıları katıyor. Seyhun’un vokali eseri güçlendiriyor.

Üçüncü eserin sözleri Aşkın Tuna’ya, müziği Göksel’e ait ‘Aşk’a Caz Orkut’un klavye ve piyanosunun uyumuyla başlayan eserde Öktem’in davulu Pelit’in bası da eseri güçlendiriyor. Şenova Ülker de flugelhorn eşliğiyle esere güzel bir renk katıyor. Bununla birlikte vokalde Cenk Eroğlu yer alıyor ve Seyhun ile uyumlu bir ses birlikteliği yakalıyor. Orta kısımda Ülker’in solosu öne çıkıyor. Son kısımda Pelit’in bası, Öktem’in davulu ve Orkut’un piyanosu bir atışma halinde; esere başka bir tını katıyor ve Ülker’in flugelhornu da burada dahil oluyor. Eser zaman içinde albümden ismini duyuracak bir caz eseri haline gelecektir. Ardından Seyhun’u ilk tanıdığımız Ömer Göksel eseri ‘Bakışlar’ın yeni versiyonu geliyor. Aycan Teztel’in trombonu, Şenova Ülker’in trompeti ve Çağdaş Oruç’un saksafonunun birlikteliğiyle başlayan eserde Orkut’un klavyesi, 1985 versiyonunu anımsatıyor; bu bağlamda o versiyonu hatırlayan dinleyicileri gülümsetecektir. Orkut aynı zamanda piyanosuyla eserin armonik zenginliğini ortaya çıkarıyor ve Öktem’in davulu esere daha caz ve güncel bir anlayış katıyor. Eylem Pelit de basıyla altyapıyı tamamlıyor. Son kısımda eser üflemelilerle ve bas-davul birlikteliği ve Seyhun’un vokaliyle tam bir caz eserine dönüşüyor. Eserin yıllar sonra albümde yeni bir yorumla yer alması çok güzel düşünülmüş. Albümde de öne çıkan eserlerden biri olarak, o dönem bu eseri ıskalayan dinleyicilerin de dikkatini çekecektir.

Sırada bir başka Tuna & Göksel çalışması ‘Canım Yanar’ var, Orkut’un piyanosuyla ve ilk eserde de yer alan yaylılarla başlayan eserde Öktem’in davulu da aynı yavaş tını ile eserde Pelit’in bası ile birlikte altyapıyı tamamlıyor. Eser hem sözleriyle hem duygulu yapısıyla dinleyiciyi etkisi altına alıyor. Orta kısımda Orkut’un piyanosu ve Öktem’in davulu öne çıkıyor. Ardından son eser, Tuna’nın sözlerine bir Zeki Baktır bestesi ‘Bin ParçayımOrkut’un piyanosu ve Öktem’in davulunun ön planda başladığı eserde Pelit’in bası da eseri güçlendirirken Oruç’un saksafonu da Orkut’un klavyesi ile birlikte dahil oluyor. 1980’lerdeki synth-caz çalışmaları anımsatan bir düzenlemeye sahip eser, bir önceki eserden sonra eserin temposunu biraz daha arttırıyor. Orta kısımda Orkut’un piyanosu ve Oruç’un saksafonu art arda öne çıkıyor ve diğer enstrümanlar da bu sololara katkı sağlıyor. Tuna’nın duygulu sözleriyle de akılda kalacak eser, albüme güzel bir final oluyor. 

Bununla birlikte albüm, Ömer Göksel’in Recorded By Ömer Göksel stüdyosunda kaydedilmiş ve vokal kayıtları da Cenk Eroğlu’nun Xcarnation stüdyosunda yapılmış ve edit-mix-mastering çalışmaları da Eroğlu’na ait. Mehmet Turgut’un fotoğrafları da eserin görsellik yönüne güzel bir katkı sağlamış.

Seyhun’un yıllar içinde pek değişmeyen ve daha da başarılı bir hale gelen yorumuyla, usta müzisyenlerin bir araya gelmesiyle ve dinleyicinin tanıdığı eserin sahibi Ömer Göksel’in de yeniden yer almasıyla, yıllarca ara verilen bir müzik yolculuğuna yakışan ve dinleyicilerin artık bu ilk albüm adımından sonra devamını bekleyeceği bir ilk albüm.