Nejat Alp profesyonel albüm kariyerine başladığında tarihler 1978’i gösteriyordu. Atlas Plak’tan çıkan ilk iki albüm ve sonrasında 1980’lerin gelmesiyle Amigo Plak’tan çıkan üç albüm (daha sonra dört olacak) Selami Şahin yapımcılığında Lider Plak etiketli bir albümü takip etmiş ve Alp, uzun süre çalışacağı Göksoy Plak etiketiyle 1985 sonunda asıl ününü sağlayacağı albümü buluşturmuştu “Tavernada Nejat Alp”… Bu albümü Göksoy ve sonradan firma sahibi Kamil Gök ile ortak kurulacak Gökalp etiketiyle çıkan 7 albüm takip ederken -sayısı belli olmayan ve çoğunlukla albüm dışı şarkıların yer aldığı karışık albümleri de unutmamak gerek- 1990’ları yine sırasıyla Şan, Aydın ve Prestij’den çıkan toplam 6 albümle tamamlayıp 2000’lere gelen Alp, müzik kariyerinin ikinci doğuşu sayılabilecek “Arkadaşım” ı içeren Ati etiketli “2006 Berlin Konseri” ile genç kuşağın da bildiği bir isim haline gelmişti. Son albümünü 2011 yılında Öncü etiketiyle “Nabza Göre Şerbet” yayınlayan Alp, yine 2018’de Öncü etiketiyle bir tekli yayınlamıştı “Bodrum’u Bana Bırakın”…
Alp, zaman içinde sahne çalışmalarına da devam etti; bu bağlamda yeni bir albüm hazırlığı içerisinde olduğunu sosyal medya hesaplarında paylaşıyordu ve tam da bu dönemde 2020 Mayıs’ında Alp’in 1988 yapımı Burhan Bayar destekli “Seninleyim / Sıksa Da Canını” albümünden beri düzenlemelerini üstlenen usta müzisyen İskender Şencemal’in vefatı, albüme “iki eski arkadaşın birlikte son çalışması” olarak nitelendirilecek bir hüznü de beraberinde getirdi ve Alp, yeni albümünü DMC etiketiyle geçtiğimiz haftalarda dinleyicilerle buluşturdu : Hatasıyla Sevabıyla…
Albümün düzenlemelerini ve yönetmenliğini bu sefer Alp kendisi üstleniyor ve bu bağlamda tüm albümlerinde olduğu gibi başarılı bir müzisyen kadrosu kendisine eşlik ediyor. Bununla birlikte tonmaisterlik ise Mustafa Araboğlu tarafından üstlenilmiş. Mix ve masteringde ise Enver Akarcalı imzası var. Albümün süpervizörlüğü ise Timur Karabulut tarafından üstlenilmiş. Süpervizör Timur Karabulut.
Albüm, yeni bir Alp eseri “Atsana Gitsin” ile açılıyor. Elektronik ritm-bas ve yer yer Balkan tınıları katan buzuki-akordeon-üflemeliler ile başlayan eseri klavye fon da destekliyor. Çift ses vokal de eseri canlı tutuyor. Ardından, Hüseyin Kalaba sözlerine Saadettin Öktenay’ın unutulmaz Hüzzam eseri “Unut Unuttuğu Yerde” geliyor. Piyano-kontrbas-klavye ile başlayan eserde özellikle klavye Alp’in 1980’lerdeki altyapılarını anımsatırken ud da eserin duygusunu destekliyor. Darbuka da eseri canlı tutuyor. Eser biraz daha bildiğimiz hareketli yapısından da öte daha ağır bir tempoda daha duygulu bir hale gelmiş. Alp de her zamanki gibi eserle bütünleşiyor.
Sırada, Atiye Nihal Çamlıbel sözlerine Fahri Dibekoğlu bestesi “Veda Edip Gitseydin” bas-gitar-yaylı uyumuyla açılan eserde piyano ve Cafer Nazlıbaş’ın kemane solosu öne çıkarak eserin duygulu yapısını destekliyor. Diler Ersu da klasik kemençesiyle dahil oluyor. Perküsyonlar da yaylılarla uyumlu ilerliyor. Albümden sonra repertuvarlara gireceğini düşündüğüm başarılı bir eser.
Albüm, Nejat Alp’in daha önce de çalıştığı Mustafa Anamur’un bestelediği, Nadide Gürpınar’ın sözlerini yazdığı art arda iki eserle devam ediyor. İlk önce “Vurduğun Yerde” Gitar ile açılan eserde bas ve elektronik ritmler de dahil oluyor ve gitar-ritm uyumu Akdeniz tınıları katıyor. Piyano da eseri güçlendiriyor. Diğer Anamur eserleri gibi Alp’in yorumuyla bütünleşen yeni bir eser oluyor. Ardından “Yalnızlar Koyunda” Deniz-dalga sesleriyle başlayan ve gitar solonun dahil olduğu eser aynı şekilde Akdeniz tınılarını bu sefer dalga sesleriyle de desteklerken daha akustik bir anlayışa sahip. Her iki eser de Alp dinleyicileri tarafından sevilecektir.
Sıradaki eser, Yusuf Tapan’ın “Kerpiç Kerpiç Üstüne”si oluyor. Klavye-perdesiz gitar-bas uyumuyla başlayan eserde perküsyon ve geri vokaller de eseri destekliyor. Ardından, Alp’in 2018’de yayınladığı, Gökçe Saadet Yıldır’ın eşlik ettiği teklisi-eseri “Bodrumu Bana Bırakın” geliyor Yaylı ve elektroniklerin uyumuyla hareketlenen eserde Yıldır da geri vokalde Alp’e eşlik ediyor. Klavye solo akılda kalıcı. Alp’in müzikselliği açısından (hem ritmsel hem de Alp’in elektronik ses tınısı) daha Disco altyapılı sayılabilecek eser, Alp için de yeni bir adım olmuştu ve albümde de yer alması güzel düşünülmüş.
Albüm, Kürdilihicazkar makamında bir “Akustik TSM Potporisi” ile sonlanıyor. Kemani Tatyos Efendi’nin “Kürdili Hicazkar Saz Semaisi” ile başlayan potpori, Yaşar Şadi Bey sözlerine Lemi Atlı eseri “Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş” ile devam ediyor. Son eser ise Kaptanzade Ali Rıza Bey’in “Her Tel Saçı Bir Ter Dudağın”ı oluyor. Alp eserleri Piyano-bas-klavye uyumuyla akustik bir anlayışla seslendiriyor.
Alp, her albümünde yeni besteleri, yeni bestecileri ve Türk Sanat Müziği klasiklerini önemsedi. Yer yer Arap, yer yer de Rum-Yunan tınılarıyla Taverna geleneğini yaşattı ve bu albüm de hem yeni şarkılar hem de Türk Sanat Müziği eserlerini bir araya getirerek ve (canlı olarak yaptığı albümlerdeki gibi) kendi düzenlemeleriyle destekleyerek, yıllar içinde edindiği kendine özgü albüm anlayışını günümüzde de başarıyla sürdürebildiğini kanıtlıyor.
Yorum Ekle