Süleyman Yıldız… 1980’lerde yayınladığı, klasikler arasına giren Deyişlerin Dili ve Deyişler 1-2 kasetleriyle hem kendi yazdığı hem de özellikle doğduğu Tunceli / Dersim yöresinden deyiş ve semahları seslendiren, bu bağlamda Tunceli başta olmak üzere Malatya / Arguvan, Sivas, Erzincan gibi yörelerde bilinen ezgi-deyiş ve semahları derleyen; ayrıca yaptığı çalışmalar bitirme ve yüksek lisans tezlerine de konuk olan, Alevi inancı ve kültürünü yaşatan ustalardan Yıldız’ı en son 2008 yılında İber Müzik etiketiyle yayınlanan “Yolcu” albümüyle dinlemiştik. Bununla birlikte 2019’da yapılan konser kaydı olarak 2020 içinde yayınlanan Salih Turhan’ın “Halkımızın Gülen Yüzü Semahlar” proje albümünde de Turna Semahı yorumuyla yer alan Yıldız, 12 yıl aradan sonra yeni albümünü Kalan Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu : Gönülden İkrarım…
Yıldız’ın bağlamasıyla icra ettiği albümün kayıtları Kalan Stüdyoları’nda Alican Özbuğutu kayıt-mix-mastering çalışmasıyla hazırlanmış.
Albüm, art arda yedi Yıldız eseriyle başlıyor; ilk önce “Gönül Yaylasında Mecnun Olmayan” Yıldız’ın yine başarılı bağlama icrası ile de dikkat çeken bir açılış olurken, “Ne Güzel Yaratmış Bunca Alemi” Yıldız’ın bağlamalarının uyumuyla ilerliyor ve doğa ekseninden olanı biteni başarıyla anlatıyor. Ardından Yıldız, Güneydoğu’nun iki iline doğru gidiyor ve ilk önce “Antep’in Diyarı” aynı tınıyı sürdürerek başlayan eserde Yıldız, Antep’in Yavuzeli ilçesindeki Bülbül köyüne “yol” ekseninde değiniyor. Ardından Yıldız, bu sefer doğduğu topraklara gidiyor ve “Dersim’in Diyarında” geliyor. Dersim’e bir ağıt niteliği taşıyor.
Sırada, “Düşün Be Düşün Be Yeter Ey Softa” sözleriyle dikkat çeken bir eser. Ardından albüme ismini veren “Gönülden İkrarım Vardır Kırklara” Yıldız’ın bağlama icrasıyla da öne çıkıyor ve sözlerdeki “yol” ile bütünleşiyor. Ardından “Düzgün’ün Mekânı Derler Buraya” ile yeniden doğduğu topraklarına dönen Yıldız, Ruhi Su’dan da dinlediğimiz anonim eser “Gel Benim Derdime Bir Derman Eyle” ile devam ediyor. Şah Hatayi’nin sözleri, Yıldız’ın bağlama ve yorumuyla ilerliyor.
Albüm, art arda iki Yıldız eseriyle devam ediyor “Cihan Var Olmadan Nurdu Ali’miz” Yıldız bağ kısımlarında yer yer bağlaması ile perküsyonvari de ilerliyor. Ardından “Pay Ettiler Bu Dünya’yı” Yıldız bağlamasıyla açılan ve yine sözleriyle dikkat çeken başarılı bir eser.
Sırada, yine Şah Hatayi sözlerine bir anonim eser “Bugün Matem Günü Geldi” Yıldız her zamanki gibi esere ruhunu katıyor. Ardından bir Yıldız eseri “Kerbela’dan Beri Ayağa Kalktık” akılda kalıcı bir bağlama soloyla başlıyor ve Yıldız, eserde Seyyid Süleyman mahlasını kullanıyor.
Sırada, Tunceli yöresinden art arda iki anonim eser Hatayi dizelerine “Kalksın Kalksın Semaha Kalksın” Yıldız’ın başarıyla seslendirdiği bir eser. Ardından “Benim İçin Darağacı Kursalar” Yıldız’ın Radyo Solistleri konserinde seslendirdiği zaman da ilgi görmüş bir yorum.
Albüm, Yıldız’ın Ozan Bindebir (Yüksel Kılıç) dizelerine (Felsefemiz isimli şiirine) bestelediği “Hayal Cennetine Minnetimiz Yok” ile devam ediyor. Bindebir’in sözlerini başarıyla yansıtan bestenin ardından iki Yıldız eseri geliyor. İlk önce bir uzun hava “Karanlık Bitende” yine sevilecek bir uzunhava olurken ardından “Güllerime Yel Değdi” önümüzdeki zamanlarda repertuvarlara gireceğini düşündüğüm bir eser.
Son eser Yıldız eseri “Dört Dağ İçinde Gülümüz” oluyor. Dört dağ içindeki “Dersim”e bir özlem niteliği taşıyor…
Yıldız, hem kendi yazdığı hem de kendi derlediği deyiş, nefes ve semahların bulunduğu albüm ile yıllar sonra gönlündeki hak yolunun ışığını yine deyiş ve semahlara yansıtmayı sürdürerek, başarılı bir albüme imza atıyor.
Yorum Ekle