Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde doğan müzisyen Sedat Anar, yeni albümünde Halfeti’de yaşamış 4 şairin dizelerini besteleyerek, bununla birlikte enstrümantal çalışmalarına ve ninesi Şahide Anar’ın ağıdına da yer vererek Ahenk Müzik etiketiyle dinleyiciyle buluşturdu : ‘Suyun Ayak Sesi‘…
Anar‘ın 2017 yılında Eskişehir’den tanıdığı Ahmet Tezcan‘ın kütüphanesinde keşfettiği Bedri Alpay‘ın ‘Şanlıurfa Şairleri‘ kitabını keşfetmesi ve bu kitaptan bestelediği şiirleri bestelemesiyle albümün ilk adımları atılmaya başlanırken, ‘Suyun Ayak Sesi‘ ismi, Anar‘ın Sohrap Sapehti‘nin aynı isimli şiir kitabını okuyup, o kitabı her okuduğunda aklına Halfeti ve doğduğu köyün gelmesinden dolayı Anar tarafından albüme isim olarak verilmiş.
Albümde Anar, Halfetili Nafî‘den 3 şiir, Ahmed Vefik, Müslüm Faiz ve Birecikli Razî‘den birer şiir bestelemiş.
İlk eser albümün ismini taşıyan enstrümantal Anar bestesi; ‘Suyun Ayak Sesi’ su seslerinin ardından Volkan Gümüşlü’nün violasıyla başlayan ve Anar’ın santuruyla devam eden eseri Anar, ‘Saklı cennet Halfeti’ye ve -20.yy önemli İran şairlerinden- Sohrap Sepehri’ye’ ithaf etmiş. Albüme duygu yüklü bir başlangıç oluyor. Ardından, Halfetili Nafi’nin dizelerine bir Anar bestesi, Cansun Küçüktürk düzenlemesi ‘Tir-i Gamze’ Anar’ın klasik gitarıyla başlayan, ardından perküsyonunun ve Küçüktürk’ün elektrosunun da eklendiği, basının da altyapıyı tamamladığı, elektro ve basın bir atışma halinde olduğu, Rock tınılar da taşıyan, son kısımda santur solosunun güzel bir renk kattığı ve Anar’ın kendine özgü vokalinin de ön plana çıktığı bir eser.
Üçüncü eser, bir başka aslen Halfetili şair Ahmed Vefik dizelerine bir Anar bestesi-düzenlemesi ‘Çaresi Ne’ Anar’ın dincsazı eşliği ile başlayan, Uğur Önür’ün bas kemençesiyle uyum içinde olduğu, çift ses vokalin duyguyu yansıttığı, albümün öne çıkan eserlerinden biri. Ardından bir enstrümantal Anar bestesi ‘Biraz Da Santur Anlatsın’ Anar’ın bas santuruyla icra ettiği lirik bir eser. Sırada Halfetili Nafi’nin dizelerine bir başka Anar bestesi ve Küçüktürk düzenlemesi olan ‘Cana Yetti’ Küçüktürk’ün akustik gitarının bağlama üslubuyla tınladığı, elektrosunun da renk kattığı, Anar’ın da perküsyonunun Küçüktürk ile uyumlu olduğu, orta kısımda Küçüktürk’ün kemanı ve bas gitarının da dahil olduğu, son kısımda perküsyon ve kemanın başarılı bir tını yakaladığı bir eser.
Sırada, Birecikli Razi’nin dizelerine bir Anar bestesi ve düzenlemesi olan ‘Cefayı Hoş Gör’ sular altında kalan Halfeti-Savaşan köyünde kaydedilen su ve kuş seslerine Anar’ın dincsazı ve Önür’ün bas kemençesiyle başlayan, kemençenin ön planda olduğu, çift ses vokalin esere güzel bir boyut kattığı bir başka başarılı eser. Ardından bir enstrümantal Anar eseri ‘Nehrin Hüznü’ Anar’ın santuruyla başlayan, Küçüktürk’ün klavye altyapısıyla efektleri ile devam eden ve orta kısımda elektro gitarın da dahil olduğu, altyapı seslerin eserin duygusunu desteklediği bir enstrümantal çalışma.
Albüm, Urfalı Müslüm Faiz’in dizelerine bir Anar bestesi ve düzenlemesi olan ‘Ne Gördün Bilmezem Ben Mübteladan’ ile devam ediyor. Önür’ün bas kemençesi ve Anar’ın santuruyla başlayan, perküsyonun da eklenmesiyle devam eden, Küçüktürk’ün elektro ve basının altyapıyı güçlendirdiği bir eser, ardından albümün en özel çalışmalarından biri ‘Şahide Bacı Ağıdı’ Anar’ın ninesi olan Şahide Anar’ın Halfeti’deki cenaze merasimlerinde doğaçlama yaktığı ağıtlar gibi yaktığı ve Anar’ın derleyip (Halfeti-Arğıl Köyü’nde kaydettiği) bir ağıdın kaydı ve özellikle sonundaki ‘Ama bu dünya boştur, boştur. İşi gücü cevr-ü cefadır.’, bir sonraki Halfetili Nafi dizelerine Anar bestesi ve düzenlemesi ‘Dünya Bu Ya’daki doğrultuda bir ‘dünya‘ tasviri o nedenle hemen ardından yer alması da albüme ayrı bir anlam katıyor, eserde Anar’ın santuru ve perküsyonunun yanında özellikle orta kısımda eklenen Önür’ün kemençesinin ve Küçüktürk’ün basının altyapıyı tamamladığı eserin son kısmı, Hasan Kiriş’in tambur taksimiyle tamamlanıyor.
Son eser, Anar’ın enstrümantal bestesi ‘Santur Kürdi Taksim’ Anar’ın santuru ve Küçüktürk’ün basının uyum içinde olduğu bir eser ve albüme de güzel bir final oluyor.
Halfeti’nin şairlerine ve daha doğrusu Halfeti’ye bir vefa örneği olan bu albüm, hem şiirlerde anlatılanların hala taze kalışıyla, hem de Anar’ın müziklerinin ustalığıyla arşivlerde yer almayı hak eden bir çalışma.
Yorum Ekle