Türk Sanat Müziği’nin günümüzdeki başarılı kadın bestecilerinden Zübeyde Yalın Öktem, 2013 yılında günümüzün başarılı Türk Sanat Müziği sanatçılarının yorumları ile kendi bestelerinden oluşan ‘Hatıram Olsun‘ albümünü dinleyicilerle buluşturmuştu. 2015 yılında çıkan ‘Hatıram Olsun 2‘ albümü de ilk albüme benzer bir kadroya sahipti. Her iki albüm de yeni besteler ve bu bestelerin radyo kökenli sanatçılar tarafından seslendirilmesi ile başarılı çalışmalar olmuş ve dinleyicilerden ilgi görmüştü. Şimdi ise serinin üçüncü albümü DMC etiketiyle, geçtiğimiz aylarda dinleyiciyle buluştu : ‘Zübeyde Yalın Öktem Besteleri : Hatıram Olsun 3…’
Albümün yönetmenliğini önceki albümlerdeki gibi duayen müzisyen Hasan Esen yapıyor ve Esen, albümün süpervizörlüğünü üstlenirken kemanıyla da albümde yer alıyor. Sound Track Stüdyoları’nda kaydedilen albümün mix-mastering çalışması bu alanın duayenlerinden Affan Tarlan tarafından üstleniyor.
İlk eser, Uşşak makamında, Alp Arslan yorumu ile ‘Yaşayamam’, Bora Dicle’nin kanununun, Hasan Esen, Aydın Varol ve Turay Dinleyen’in kemanları ve Seyfettin Uraş’ın ritmleriyle uyum içinde olduğu özellikle sözlerin lirikliğiyle dinleyicide iz bırakacak ve Alp Arslan’ın güçlü yorumu ile anlamlanan duygu yüklü bir eser, albüme güzel bir başlangıç, ardından yapısı ile albümün özel çalışmalarından biri olan, Esra İçöz yorumu ile bir Hicaz Tango ‘Son Şarkı’ Bekir Sakarya’nın akordeonunun ön planda olduğu ve keman-kanun ve ritmle dengelendiği, Dilek Yüzlüer’in viyolonselinin de eklendiği, İçöz’ün her eser türüne uyan yorumunu da başarılı bir şekilde duyabildiğimiz, albümde ön plana çıkan eserlerden biri.
Üçüncü eser, Hicaz makamında, Ayşen Birgör yorumu ile ‘Yar İsmin Dağlarda’, keman-kanun uyumuna Kabacı’nın klarnetinin eklendiği, kemanların ön planda olduğu bir eser, Hicaz makamının karakteristik özelliklerinin de baskın olduğu başarılı bir eser, nakarat öncesi Kabacı klarnetiyle öne çıkıyor, Uraş’ın perküsyonu eseri tamamlıyor; ardından Nusret Yılmaz yorumu ile bir Kürdi eser ‘Büyüdükçe Büyüyor’ Sakarya’nın akordeonu ve Uraş’ın ritmlerinin öne çıktığı, kemanlar ve kanunla dengelendiği eser, bestenin yanında sözleriyle de bestenin duygusunu destekleyen ve Yılmaz’ın da özellikle Uşşak eserlerdeki başarısı göz önüne alındığında güzel bir eşleşme olmuş.
Sırada yine bir Uşşak eser, Bahadır Özüşen yorumu ile ‘Geceler’ kemanların yanında Dicle’nin kanununun öne çıktığı, perküsyonların da güzel bir renk kattığı eser, sanıyorum 1990’larda yapılsaydı o dönem olduğu gibi pek çok sanatçı tarafından okunur ve repertuvarlara alınırdı, o denli başarılı bir eser ve Özüşen’in yorumuyla devleşiyor. ardından Hicaz makamında, Seda Gökkadar yorumu ile ‘Karanlığı Gözlerin’ keman-ritm-kanun uyumuyla renklenen hareketli bir eser, özellikle eserdeki Ah… kısımlarından Gökkadar başarıyla kalkıyor. Uraş’ın ritmi esere güncel tınılar katıyor. Repertuvarlarda duyabileceğimizi düşündüğüm bir başka eser.
Şimdi ise bir düet var; Rast eser ‘Gönül Kuşum’da Ayşen Birgör ve Alp Arslan yer alıyor. Kabacı’nın klarnet solosuyla başlayan eser kemanların ön planda olduğu bir altyapıyla devam ediyor, kanun ve ritm de alt kısmı tamamlıyor, Arslan ve Birgör uyumlu bir düet birlikteliğine imza atıyor. Özellikle Türk Sanat Müziği cemiyetlerinin konserlerinin olmazsa olmazlarından olan düetlerden biri haline geleceğini düşünüyorum. Eser, bir önceki eserdeki hareketli havayı da devam ettiriyor. Ardından Hicaz makamında bir eserde İçöz’ü dinliyoruz : ‘Bil Ki Yerin Dolmadı’ kemanların kanunla birlikte öne çıktığı, ritmlerin de desteklediği, ’giden sevgiliye hasret’ temasının duygulu bir şekilde İçöz’ün eserin havasını destekleyen yorumuyla aktarıldığı bir başka başarılı eser.
Dokuzuncu eser, Rast bir eser ‘Unutur Sanırlar’ Ayşen Birgör yorumu ile yer alıyor, kemanlarla başlayan, vokal kısmında kanunun altyapıyı tamamladığı eserin sözleri de lirikliğiyle dinleyicinin aklında kalacaktır. Bununla birlikte Nusret Yılmaz da eserde gazel kısmıyla yer alıyor ve başarılı bir performans sergiliyor. Son dönemde içinde gazel yer alan eserleri pek dinleyemez olmuştuk, Öktem’in bu bestesi de bu konuda yeni ve başarılı bir örnek oluyor. Ardından İhsan Mendeş’in Hicaz Kabak Kemane Taksimi ile başlayan bir Hicaz eser, Bahadır Özüşen yorumu ile albümde yer alıyor ‘Sensizim Anam’ Mendeş’in başarılı kemane solosu esere güzel bir açılış oluyor. Eserde keman-kanun ve ritmin yanında kemane de tamamlayıcı oluyor, ‘kaybedilen anneye’ anlamlı ve duygulu bir eser, Özüşen de yorumuyla ve nakarat kısmında çift ses vokaliyle bu duygulu havayı başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Albüm, Caner Altınbaş’ın Ud Taksimi ile başlayan bir Uşşak eserin Ayşen Birgör yorumu ile devam ediyor ‘Feryat’ Altınbaş’ın udu esere duygulu bir açılış oluyor, kanun ve udun uyumuna kemanlar ve ritm de eşlik ederek aynı duygulu havayı devam ettiriyorlar, ilerleyen zamanlarda repertuvarlara gireceğini düşündüğüm bir başka eser, albümün öne çıkan başarılı eserlerinden biri, özellikle son kısımda Birgör’ün vokali eseri devleştiriyor. Ardından Nihavend bir eser Gökkadar yorumu ile yer alıyor ‘İstanbul’um’ kemanların ve ritmin ön planda olduğu, Dicle’nin kanununun da altyapıyı güçlendirdiği ve vokal kısmında öne çıktığı eser, İstanbul’a gönülden adanmış duygu yüklü bir eser olarak ilerleyen zamanlarda İstanbul temalı Türk Sanat Müziği şarkıları içinde anılacaktır.
Sıradaki eser, Esra İçöz yorumuyla bir Acemkürdi eser ‘Benim Gönlüm Hep Bahar’ kemanların önde olduğu, kanun ile dengeli bir uyumla ilerleyen eser İçöz’ün içten yorumu ile devleşen bir başka eser, eserin lirik sözleri de dinleyicide etki bırakacaktır. Ardından Nusret Yılmaz yorumuyla bir Rast eser ‘Solmayan Tek Gülüsün’ keman-kanun-ritm uyumunu sürdüren ve bir önceki eserde söz edilen çiçekler gibi bu eserde de gül tasvirinin yer almasından dolayı iki eser birbirinin başarılı bir tamamlayıcısı olmuş.
Albümün bir başka özel eseri de Aydın Varol’un keman taksimiyle başlıyor, Alp Arslan yorumuyla Rast bir eser ‘Çanakkale Geçilir Mi?’ Varol’un duygulu keman taksimi, esere güzel bir açılış oluyor. Çanakkale’de şehit olan askerlerimize başarılı ve içten bir ağıt niteliğinde olan eserde kemanlar ön planda ve kanun ve perküsyon da alt kısmı tamamlıyor, Arslan da duygulu yorumu ile eserin hakkını başarıyla veriyor.
Albüm, art arda iki Hicaz eserle albümün son kısmı geliyor; Seda Gökkadar yorumu ile ‘Ay Parlarken’ kemanların önde başladığı, Dicle’nin kanununun vokal kısmında öne çıktığı ve özellikle Hicaz bir eserde ‘Hicaz’ kelimesinin de geçmesi esere güzel bir ayrıntı ve renk katmış. Son olarak da Bahadır Özüşen yorumu ile ‘Güzel Yarim’ Uraş’ın ritminin kemanlar ve kanunla dengelendiği, biraz daha hareketli bir eser ‘sevgiliye iltifat’ teması Özüşen’in yorumuyla da anlamlanarak aktarılıyor ve albüme güzel bir final oluyor.
Albümde ayrıca viyolonseliyle Dilek Yüzlüer de eserlerin altyapısına güzel katkılarda bulunuyor.
Albüm, hem Öktem’in kendine özgü bir üslup yarattığı söz yazarlığı ve besteciliği ile, hem de bu eserleri layıkıyla yorumlayan sanatçıların varlığı ile, aynı başarıyı sürdüren bir devam albümü olarak dinlenilmeyi ve arşivlerde yer almayı hak ediyor.
Yorum Ekle